BIST 100
11.182,96 1,66%
DOLAR
41,3107 0,16%
EURO
48,9910 0,03%
GRAM ALTIN
4.890,69 -0,04%
FAİZ
39,64 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
55,79 -1,18%
BITCOIN
116.442,00 -0,39%
GBP/TRY
56,3820 0,15%
EUR/USD
1,1851 -0,13%
BRENT
68,35 -0,18%
ÇEYREK ALTIN
7.996,28 -0,04%
Adana Az Bulutlu
Adana hava durumu
25 °

1950’LERDE, BAĞDA ELEKTRİK

Ekran Resmi 2023-04-05 18.19.04

1950’LERDE, BAĞDA ELEKTRİK

YOKKEN DE BUZDOLABI VARDI

Elektrik evlere yeni yeni giriyordu. Bütün
tesisat duvar üstüne kurulurdu. Kablolar bile, sıva üstündeki
siyah borular içinde duvarları dolaşırdı lambaya, prize, anahtara…

1952’de evimize geldiğinde sokağımızın ikinci
radyosuydu. Damdan dama gerilen örme bakır antenle çalışan altı lambalı, gür
sesli, ceviz sandıklı cihazdı. Zemberekli gramofonumuz sultanlar gibi
kurulduğu ibrişimle işlenmiş atlas örtülü yuvarlak masadan kaldırılıp
 üç
otuz paraya eskiciye satıldı.

Önceleri sadece aydınlatmada kullanılan elektrik, bir
de baktık ki radyo denilen sihirli sandığı çalıştırıyor. Ardından
kebapçılara yenilik geldi; 78 devirli kocaman taş plakları bangır-bangır
bağırtan pikaplar… Yasa emriymiş gibi, Hafız Burhan´dan “Her
yer karanlık, pür-nur o mevki”,
 Hamiyet Yüceses´ten “Bakmıyor
çeşm-i siyah feryade”,
 Münir Nurettin Selçuk´tan “Aheste
çek kürekleri ile Kalamış”
ve Müzeyyen Senar´dan “Talihim
olsaydı, yarim olurdun” 
mutlaka defalarca çalınır, bütün mahalle dinlerdi.

Duyduk ki, elektrikle buz dolabı denilen
soğutucular icad olmuş. Öncüler, yine kebapçılardı. Bir buçuk metre kadar
genişliği olan vitrin dolaplar Adana Kebabıyla tike şişleri (Kuşbaşı
bilinmezdi, tike vardı)
  ve sebzelerle süslenir, bir yerlere de “Etlerimiz
buz dolabınadır”
 yazısı yapıştırılırdı. Adana gibi sıcağı tartışılmaz
memlekette buzdolabı çok önemli olay kabul edilmişti. İlden dile anlatılan
efsanelere konu oldu birkaç hafta içinde. Artık
buzdolabı olmayan kebapçı iş yapamıyordu
. Etkilendim; bayram
harçlıklarından arttırdığımdan iki buçuk Lirayı cebime koyup Çağlayan
Kebap ve Lokanta Salonu´
na gittim. Eskiistasyon Karakol Bahçesi dediğimiz
çamlığın (Şimdi petrol istasyonu)
karşısındaydı. Duvarlarında, gezici ressamını çalışırken görüp hayranlıkla
izlediğim manzara resimleri vardı. İkindi vakti olduğundan müşteri yoktu. Buz
dolabına en yakın masaya oturdum. Dolaptan çıkarılan sürahi masaya gelir gelmez
avucumun içiyle yokladım; offf, buz kadar soğuktu gerçekten.

Okul tatil olmuş, bizimki pamuğa tahsis edilerek çekildiği
için (Ağaç ve üzüm teveklerinin sökülmesine “çekilme” derdik)  halamların
Mahfesığmaz Sekizinci Duraktaki bağına gönderilmiştim. Sabahları incir yoklama
töreni uygulardım. Önce dikenli incirden iki veya üç tane ile başlar, ardından
önceki gün nişanladığım iri incirden ballılarıyla halvet olurdum. Böyle bir
zamanda, rüzgârın dalgalandırdığı türküyle hayrete düştüm. Tanıdık ses, “Ah
yine yeşillendi fındık dalleri”
 türküsünü çağırıyordu. Bu, bu radyo
sesiydi ama elektrik yoktu ki bağlarda!.. Hemen oturuma koşup halamın kızlarına
anlatırken bu kez “Asmalar da, anam kol uzatmış dallere” yankılanıyordu
yazının yüzünde. Anlattılar; kuyumcugil, bataryalı radyo almış,
elektrik olmadan da çalıyormuş. Hala kızlarından biri kırmadı, elimden tutup
götürdü. Batarya dedikleri kutu yanyana ve dikine sıralanmış altı tuğla
hacminde, üstünde BEREC yazılı kutuydu. Radyoya elektrik
veriyordu.

Bir süre sonra bize pek uzak sayılan tanıdık bağa
gittik. Buzdolabından asma şurubu getirdiler. Orada da elektrik
yoktu. Hayretler içindeydim. Dayanamayıp dolaba yanaştım. Kebapçıdakine
benzemiyordu; camsızdı. Dört tarafını dolanmaya karar verdim ve arkasına
geçince şaşkınlığım elli kat arttı. Arkada, alev vardı. “Yangın
yanıyooor!..” 
diye telaşla bağırınca  herkes koşup geldi.
Değilmiş… O buzdolabı, gazyağıyla çalışıyormuş. Mavi alev olduğu sürece
soğuturmuş dolap. Bugün bile sıcağın nasıl olup da soğutacağını bilmeyenlerin
sayısı bilenlerden kat be kat fazladır, eminim? Bir de beni düşünün, 7 veya 8
yaşında meraklı çocuk, “Peki nasıl?” sorusuna cevap alamayınca
neler çektim, neler?

Şimdi bazı ara bozucular kalkıp “Demek ki AKP’den çook önce de
buzdolabı varmış”
diyerek yazımızdan siyaset yapmaya kalkabilir. Öyle
bir niyetimiz yok!.. Olsaydı, tomografiden, İzmir Hava Alanından, bazı
üniversitelerden filan da bahsederdik. Münafıklığın lüzumu yok!.. Bilmem
anlatabildim mi!..

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?