Erdoğan Varol'un Kaleminden : "ABDULLAH BULCA"
Adana’da
tanıdığım en iyi insanlardan biriydi Abdullah
Bulca. Adaşımdı –göbek adım hüivyetimde
yazmaz ama “Abdullah”tır- . Ağabeyimdi. Bana Adana’yı öğreten meslek
büyüğümdü. Geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız bu dünyayı bize bırakıp gitti.
Hem de daha Abdullah Yakar’ın acısı küllenmeden. Garip bir tesadüf iki Abdullah’da
Adana’da Şinasi Efendi Sokaktaki Basın Apartmanında oturuyordu. Bulca giriş
katında, Yakar da en üst katta. İkisi de 90’a ayak dayadıkları günlerde ayrıldı
aramızdan, Abdullah Bulca 86, Abdullah Yakar 89 yaşındaydı. Abdullah
Yakar, Paket Yayın sırasında ekrandan benim fotorafımı çeken meslek büyüğümdür.
Bunu da unutamam.
İkisine de Yaradandan rahmet
diliyorum.
İkisini de hürmet ve hasratle anıyorum.
*****
Abdullah
Bulca ile aramızda ağabey kardeş ilişkisi var dedim. Neden mi? Anlatayım. 1970 yılında Adana’ya atanınca doğal olarak
Çukurova Bölge Haber Müdürü Aydın Remzi Yüregir’in odasına gittim. Kendimi
tanıttım ve bundan sonra emrinde çalışacağımı söyledim. Aydın abi beni dinledi
ve Abdullah Bulca’yı çağırdı. “Abdullah”
dedi. “Erdoğan bey yeni arkadaşımız. Onu
alacaksın, tüm Adana’yı beraberce dolaşıp Vali, Belediye Başkanı, Sanayi ve
Ticaret Odası, Borsa gibi tüm kuruluşların yetkililerine tanıştırıcak, bundan
sonra benim yerine Erdoğan Bey sizinle muhatap olacak diyeceksin” dedi..
Ve Abdullah Bulca ile “Adana Kazan Biz
Kepçe” misali tüm Adana’yı dolaştık. Bu dolaşma bir hafta kadar sürdü. O
zaman Bulca’nın bana yaptıklarını, bana öğrettiklerini hiç unutmadım. O’nu kendime
“Ağabey” seçtim ve sevdim. Hatırını
hep saydım ve kendisini hiç çiğnemedim. Abdullah
Bulca ve ailesi benim için daima sığındığım emin bir liman, bir kale oldu
Adana’da.
*****
Aslında Abdullah Bulca’nın başka bir özelliği de
Adana’daki en eski TRT elemanı olmasıdır. TRT Çukurova Bölge Haber Müdürlüğü
kurulmadan önce. Abdullah Bulca TRT adına çalışıp Mersin’deki büroya haberleri
geçiyor ve yayınlanan haber başına belirlenen ücreti alıyormuş. Bu durumu yani ‘tek tabanca” olduğu günleri de konuşmalarımız
sırasında anlatmıştı. Yani TRT denince
aklımıza Adullah Bulca gelmeli diye düşünüyorum.
*****
Gariptir,
Adana’da tanıdığım iki Abdullah da son yıllarında “unutkanlık” hastalığına yakalandılar. Unutmadıkları tek şey meslekleri
idi. Yakar’la bu konuyu hiç konumadık ancak, Bulca’nın unutkanlığına bizzat
tanık oldum. Son gittiğimizde beni
tanımadı. Daha sonra habercilikten söz açtım. Aydın Remzi Yüregir’i tanıyıp
tanımadığını sordum. Yavaş -yavaş zihni açılmaya başladı. “Aydın bey müdürümüzdü” dedi. Adımın Erdoğan Varol olduğunu, aynı
büroda Aydın Remzi Yüreğir ile birlikte çalıştığımızı anlattım. Sonunda
aynı noktada buluştuk. ‘Tamam” dedi.
Eski günlerden bahsettik, ortak tanıdıklardan söz ettik. Dinledi, anımsadı,
gülümsedi. O ziyarette Bilal Tipi de
vardı. ancak onu tanımadı. Biz de üstünde fazla durmadık.
Daha
sonra gittiğimde eşi Sakine Bulca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
televizyona her çıktığında Bulca’nın ‘Ben
bu adamı tanıyorum, benim arkadaşım!” dediğini anlattı.
Bu
da bizim için başka bir muhabbet konusu oldu..
Bu seferlik de bu kadar!
Kalın Sağlıcakla!
Pozantı Gazetesi’de de beni okumaya
devam edin,
