Kemal Önal’dan Öneri:
“DOĞAYI KORUMAK İNSANLARLA BARIŞIK OLMAKTIR”
Gazetemizdeki yazılarıyla, topluma çok faydalı bilgiler
vermeye devam etmekte olan, araştırmacı eğitimci Kemal Önal sağlıklı, mutlu ve
bilgice yaşamak başlıklı seri yazısının bir bölümünde “DOĞAYI KORUMAK” başlığı altında, dünyamızın yaşana bilirliğinin devamı
konusunda, alınması gereken tedbirlerle ilgili olarak, aşağıdaki görüşleri kamuyu
ile paylaşmaya devam ediyor. Önal’ın, bu konudaki önerileri ise şöyle:
SAVAŞ AÇMAKTIR
“Doğaya zarar vermek, ona savaş açmaktır. Ancak bu savaşın galibi insanlar olursa, dünya da kendisini yok eder. Doğal çevre hayvanlar, bitkiler, toprak, hava ve sudan oluşur. Doğa, birbirleriyle ilgili bir dengeler sistemi oluşturur. Bu denge bozulursa, felaketler olur.
ÇİÇEKLERİ KOPARMAYIN
Çiçeği kopararak öldürüyoruz. Sonra da, onu sevdiğimizi
söylüyoruz. Yaşamına son verdiğimiz bir canlıyı, nasıl sevebiliriz ki? Dolayısıyla
çiçekleri koparmadan, ormanları yakmadan, ağaçları kesmeden, hayvanları yok etmeden,
onlarla birlikte yaşamalıyız.
Doğayı tahrip edenler,
büyük bir insanlık suçu işliyorlar. Doğayı
korumak, onu sevmekle mümkün olur. İnsan,
kendisini yaşadığı toplumun ve doğanın bir parçası olarak görmezse, uyumsuzluk
problemi yaşar.
İnsanın yetenekleri, hayatla ve doğayla uzlaşarak gelişebilir.
Hayatla ve doğayla uzlaşan insanın, içi huzur ve sevinçle dolar. Yaşantısı,
günlük hayattaki şartlara uyabilecek esnekliği, göstermek anlamına gelir.
İçerisinde doğa sevgisi olan insan, yumuşak mizaçlı ve sevgi
doludur. İnsanlarda da doğal olarak, hayata bu iki olgu ile bağlanabilirler. Doğayı
sevmeyen insan, öncelikle bencildir. Huysuzdur.
Geçimsizdir. Ve kendisinden başka da, hiçbir canlıyı düşünemeyecek kadar
bencildir.
Günümüzde, özellikle Büyükşehirlerdeki insanlar, çok hızlı
bir yaşam sürdürüyorlar. Bu düzensiz, stresli
ve hızlı yayam temposu, birçok insanın beden ve ruh sağılığı bozuyor. Bazı
bireyler, bu önlenemeyen olumsuzluklar karşısında, kentlerden doğaya göç ederek,
ruhsal sağlıklarını ve psikolojik dengeyi koruya bilmek için, sakin ve sesiz
ortamlara göç ediyorlar. Bu göçün de,
zamanla giderek artacağı ve şehirlerde de giderek zorlaşan, yaşam temposundan,
kurtulabilmenin tek yolu da, şimdilik bu göçtür.” ( Haber Merkezi)
