BIST 100
10.871,08 0,16%
DOLAR
41,9611 0,22%
EURO
48,9240 0,12%
GRAM ALTIN
5.341,20 -0,39%
FAİZ
40,04 0,10%
GÜMÜŞ GRAM
63,51 0,39%
BITCOIN
114.945,00 0,42%
GBP/TRY
55,6890 -0,48%
EUR/USD
1,1658 0,11%
BRENT
64,29 -2,03%
ÇEYREK ALTIN
8.732,87 -0,39%
Adana Açık
Adana hava durumu
20 °

HAFTALIK FOTRAF

Ekran Resmi 2023-04-05 18.19.04

HAFTALIK FOTRAF

Fotoğrafı
Adanacaya “Fotraf” olarak almıştı
büyüklerimiz. En çok altı-dokuz’u
bilirdik. Makinelerin pek çoğu bir rulo filmden 8 tane 6x9 ölçülerinde negatif
çeken türdendi. Negatif film tab
dediğimiz usulle, yani film ve kart üst üste konulup ışık verilerek yapılabildiğinden
kolay ve ucuzdu. Meraklıları bir yana, altı-dokuz makine sahipleri daha çok
parklarda, barajda, piknik yerlerinde dolaşır, fotoğrafını çektikleri kişilere
aldıkları para karşılığı makbuz verirler ve fotoğrafı “şu kadar gün sonra filan fotodan alırsın” derlerdi.

Foto, fotoğraf stüdyolarına
verilen isimdi. Çocukluğumda, itibarlı mesleklerden sayılırdı “foto” işi.
Aklıma gelenleri sıralamaya çalışayım; Venüs,
Spor, Murat, Rekor, Moda, Musa, Sabah, Sümer…
  Fotoğraf stüdyoları üç bölümden oluşurdu:
Fotoğrafın çekildiği ışık düzenekli stüdyo, sonraları laboratuar dediğimiz
karanlık oda ve müşteri ilişkisinin yürütüldüğü tezgah alanı. Stüdyo
makineleri, ilk bakışta kocaman bir tahta kutuya benzerdi. Önünde, netliği
sağlamak üzere ileri-geri hareket edebilen körüklü objektif, arkasında da kalın
siyah bezden yapılma boru. Fotoğrafı çeken kafasını kara borudan içeriye
sokarak buzlu cam üstündeki görüntüyü denetler, orada gördüklerine göre obje
kişinin omzunu, çenesini nazik dokunuşlarla düzelttikten sonra gözleri hedef
alarak netliği yapardı. O andan itibaren fotoğrafı
çekilen kişi veya kişilerin kımıldamaması
istenir ve buzlu camın olduğu
yere şasi denilen film taşıyıcısı yerleştirilerek çekim yapılırdı.

Altı-dokuzdan
sonra en çok vesikalık fotoğraf
çekilirdi.  Vesika, belge demek. Resmi
belgelere yapıştırılmak üzere çekilen “belgelik”
fotoğraflardı. Ölçüsü de dört buçuk-altı
santimdi
ve ertesi gün verilebilirdi. Çünkü filmin banyosu, kuruduktan
sonra yüzdeki sivilce, kırışıklık ve ışık parlaması gibi sevimsiz görüntülerin
rötuş’la yani negatif üstünde incecik açılmış sert kurşun kalemle dolgu
yapılarak giderilmesi zaman alırdı.. Eski vesikalıklarda suratların “kaymak
gibi” çıkması bu rötuş, yani yeniden dokunuşlar sayesindedir.

Stüdyoda
çekilen hatıra fotoğraflarına “haftalık”
denilirdi. Adı üstünde, diyelim ailecek giyinip kuşandınız ya da gelin-güvey
olarak gidip stüdyoda çekildiniz. Peşin peşin bilirsiniz ki, o fotoğrafı bir hafta sonra alacaksınız. Aslına
bakarsanız, çekilen filmin banyosu, görüntü tesbiti ve asitleme süresi en fazla
bir saattir. Kuruması da diyelim ki dört saat olsun, etti beş saat. Rötuş için
hadi bir saat gitsin, oldu 6 saat. Karta baskısı ve kartın banyoları, asidi,
yıkanıp kurutulması da 6 saat, etti mi 11 saat. Demek ki aynı gün değilse bile
ertesi gün hazır edilebilir. Fakat o yıllarda pek az vatandaşın fotoğraf
makinesi vardı ve bu yüzden fotoların işi çoktu. Sadece stüdyo çekimleri değil
tabii, dışarıdan da filmler gelirdi ve bunların da yıkanıp basılması gerekirdi.
Rötuş uygulanacak stüdyo filmi de fazla
ya, her ihtimale karşı anı fotoğrafları “haftalık”
olmuştu. Biz vatandaşlar da, işlem bir hafta sürünce fotoğrafın daha iyi
olacağına inanırdık.

Gelelim
acele fotraflara… Çok acil işler yanı
sıra, ucuz olması için köşe başlarında faaliyet gösteren “a la minüt” yani “dakikalık”
fotoğrafçılara baş vurulurdu. Bunların stüdyosu duvara gerili kara bez parçası
ile karşısındaki sandık makineydi. Sandık iki katlı sayılabilirdi. Alt tarafında
küçük banyo küvetleri vardı. Üst tarafı da fotoğraf makinesiydi. Bunun da
arkasında, aynı stüdyodaki amaçla konulmuş kara bezden boru olurdu. Çekim
işlemi de aynıydı. Yalnız film yerine kart kullanılır, kart aynı sandıkta banyo
edilerek negatif elde edilirdi. Negatife “Arap”
derdik. Her fotrafın arabı olur,
istenildiğinde beyazı yaptırılabilirdi. A la minütçü, arabı objektif karşısına
getirip tekrar karta çekim yaparak pozitif, yani beyaz fotoğrafı teslim ederdi.
Bu işlem en fazla yedi- sekiz dakika sürerdi.

Gençlere
bunu anlatsam şaşkınlık geçirebilirler. Şimdilerde al eline telefonu, bak, bas;
fotoğraf hazır. İstersen yarım saniyede Çemişkezek mi dersin, Güney Afrika mı,
Mançurya mı, istediğin yere gönder… Ve tabii artık fotoculuk meslek olmaktan
çıktııı, çıkıyor.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?