BIST 100
11.165,85 -0,15%
DOLAR
41,2781 0,08%
EURO
48,8462 -0,26%
GRAM ALTIN
4.857,74 -0,71%
FAİZ
39,71 0,18%
GÜMÜŞ GRAM
55,20 -2,23%
BITCOIN
116.105,00 -0,67%
GBP/TRY
56,3245 0,05%
EUR/USD
1,1824 -0,36%
BRENT
67,86 -0,89%
ÇEYREK ALTIN
7.942,40 -0,71%
Adana Açık
Adana hava durumu
26 °

KERRÜSE

Ekran Resmi 2023-04-05 18.19.04

KERRÜSE

Altmışlı yılları anımsayanlar bilir ne olduğunu.
Adana’mızın caddelerinde, sokaklarında her dakika rastladığımız o özgün sesli,
çin-çin zilli, fitilden yakma gaz lambalı
taşıtlarıydı. Deri kaplı, 3 kişilik orta sert minderi, sürücü kürsüsü altına gizlenmiş
ve gerektikçe kullanılabilen ön oturağı yanı sıra her zaman pırıl -pırıl pirinç
süslemeleri derhal göze çarpardı.

Dava vekili olan dedem Ahmet
Hamdi Akay’ın
kerrüsecisi, her sabah evine gelip Büyüksaat yakınında,
Ramazanoğlu Konağının cadde tarafındaki bürosuna götürür, akşam üstü  getirirdi. Anneannemin günlük sipariş listesi de, kerrüsecinin elini
öperdi.

Babam, gereksinim olduğunda, “Oğlum bir kerrüse çevir, anneni
falan yere götür”
derdi. En çok beş, bilemediniz 10 dakika içinde
bulduğum kerrüse ile eve yetişir, annemi alırdım.  Yolculuğu zevkliydi. Çünkü bu taşıt ön ve
arka dingile yapraklı yaylar üzerine oturtulur, bozuk yollarda bile yolcuyu pek
rahatsız etmez, tatlı tatlı sallanırdı.

Gençler duymamış olabilir; bahsettiğim taşıta fayton diyenler de var… Gerçek kerrüse,
ya da faytona bir çift at koşulurdu.
Koşum takımı da estetik dokunuşlardan nasiplenirdi. Faytoncunun karakteri,
sürücü koltuğunun iki yanına monte edilmiş pirinç çerçeveli lambalarıydı. İlk
bakışta altın gibi algılanması için her zaman parlatılır, matlaşmasına asla
izin verilmezdi.

Allah’ın faytonuna
ne
diye kerrüse dediğimi merak
ettiğiniz
bakışlarınızdan belli oluyor. Çünkü geçmişe fayton diye bir isim
yoktu, kerrüse vardı. Seton Lloyd
isimli İngiliz Araştırmacısı, üstüne vazife edinmiş, Anadolu Medeniyetlerini
inceleyip tatlı uslupla kitaplaştırmış. Orada okudum; kerrüse, Romalının dilinde, yani Latincede, Karrossodan gelmekte.
Bu da, “kırmızı araba” demek. En
ünlü Deniz Kuvvetleri Komutanımız Barbaros
Hayrettin
’deki Barbaros, da zaten Barba
– Rosso
, yani kızıl sakal’dan gelmekte…

Seton Lloyd, bununla yetinmemiş, Kerrüselerin aslında MÖ 20’nci yılda, İmparator Augustos’un eşi  şerefine kurulan Augusta kentinde yapıldığını
söylemiş. Gerçekten de, faytonların lüks yolcu koltuğu ve maroken sırtlığı
kırmızı deriden yapılırdı. Şasileriyle, teker saplamaları da parlak
kırmızıydı. 

Şimdi de, konun en can alıcı düğmesine uzanalım… Bahsettiğim
Augusta Kenti, sanırım, büyüklerimizin zelzele dediği depremlerden biri
arafından yıkılıp mahvolmuş. Kalıntıları, Çukurova Üniversitesi Kampüs sınırlarına
çok yakın olup Baraj Gölünün suları altındadır. Yani, Adana’nın semtlerinden
biridir. Demek ki, 1955 senesinde, dar-ül
dünyadan dar-ül bekaya
uğurlanmış durumda. Neyse ki, yıkılmış camiin ayakta
kalan mihrabı gibi, halen bina şeklini koruyan bir yapı, Dil Tarih Coğrafya
Fakültesinden maharetli Profesör tarafından, göl topografyası ile birlikte perspektif
anlayışıyla çizilmiş de, Adana’nın gururu sayılabilecek bir tarih hazinesi,
kağıt üstünde de olsa günümüze taşınmış.

Seton Lloyd’a göre, Adana’nın Augusta kentinde üretilen
karroosolarda yolcu sayısı yüksek tutulabilir, şehirler arası taşıma yapabilirdi. Sistem, belli duraklarda yemek
ve ihtiyaç molası verilirken aynı zamanda yorgun atları bırakıp dinlenmiş atlarla
yola devam üstüne kuruluydu. Anlayacağınız, kerrüse ya da fayton gibi, şehirler
arası konforlu yolculuk da, Adana işi
sayılabilir…

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?