
SÖZÜN BİTTİĞİ YER.
1918’den beri Adana’da
yayımlanan Yeni Adana Gazetesi kapısına kilit vurdu. Bundan böyle
basılı olarak yayımlanmayacak. Sadece internet üzerinden hizmet verecek.
Bu kara haberi ilk önce Adanalı
yazar Nurettin Çelmeoğlu’nun yazdığı bir nottan öğrendim. “Yazık” diyordu.
Birden bire içimi bir hüzün kapladı. Çünkü 104 yıllık bir devin diz
çökmesiydi bu…
Daha sonra bir kaç kanaldan
daha, Yeni Adana Gazetesinin artık basılı olarak çıkmayacağını teyit ettim.
Kendi sayfasında da aynı şey belirtiliyordu. Tabii ki çok üzüldüm. Sözün
bittiği yerde olduğumu anladım. Ve gayri ihtiyari aşağıdaki satırları kaleme
aldım.
Çok üzgünüm.
1- Ülkenin en
eski gazetesiydi.
2- Adeta bir
okuldu. Adana’daki bir çok gazeteci orada çalışmıştır.
3- Yaygın ya
da Ulusal denilen gazetelerden daha iyiydi.
4- Daima dik
dururdu.
5- Çetin
Abi’nin yazıları çok güzeldi.
Ancak tüm girdileri ithal olan bir sektörde ayakta durmak
artık çok maliyetli ve külfetli bir iş. O yüzden duruma hak
veriyorum.
Dijital ortamda devam etmesini de, ufak bir teselli olarak
görüyorum.
Ancak içim acıyor ve çok üzülüyorum.
Umarım kısa bir süre sonra, yeniden elimize basılı olarak geçer.
Bu arada, TRT Çukurova Bölge Haber Müdürü Aydın Remzi Yüregir de,
bir ara Yeni Adana’nın sahipliğini yapmıştı.”
Bunları yazınca içim soğudu mu? Hayır. Neden
derseniz? İçimdeki umudu söndürmemek istiyorum. Ancak basılı
yayımlanmasının çok zor olduğunun da bilincindeyim.
*****
Adana’da şu anda kaç "Yerel” gazete çıkıyor bilmiyorum. Bir ara sayının 30 civarında olduğunu öğrenmiştim. Ben iki arkadaşımın yayınladığı gazeteleri biliyorum. Biri Tamer Ünal’ın çıkardığı ve makallerimi okuduğunuz “POZANTI Gazetesi” diğeri de benim satırlarıma yorum, yapan Nevzat Uçak’ın sahibi olduğu “BÖLGE Gazetesi”. İkisini de kutlamak gerekiyor. Çünkü, tüm olumsuz ekonomik koşullara karşın, iki gazete de yayınlarını sürdürüyor.
Çünkü, iki gazete de habercilikten taviz vermeden görevlerini
yapıyorlar.
Çünkü, iki gazete de gördükleri sorunların üzerine çekinmeden
gidiyorlar.
Çünkü, iki arkadaşım da kimseden “emir” ya
da “icazet” almıyorlar…
Çünkü, iki gazetede “Basın hürriyeti” ve “Haber
alma hakkı”nı savunuyorlar.
Çünkü, gazeteciler ve yayınladıkları gazeteler için, bu
kurallara uymak esastır.
*****
Umarım iki gazetede yayın
hayatını sorunsuz olarak sürdürürler.
Ancak kamu yararına hizmet
veren Gazetecilik işinin, aynı zamanda bir ticari işletme olduğunu unutmamak
gerekir. İşte burada işin ucu biz okuyuculara dokunur.
Örneğin ben her gün 15 liranın
üzerinde bir harcama yaparak, iki günlük gazete alıyorum. Herkesin internetten
okuduğu bir çok haberi Radyo ve Televizyondan değil, gazeteden
okuyorum. Çünkü kağıdın hışırtısı çok hoşuma gidiyor. Deneyin siz de
hoşlanabilirsiniz. Deneyin yayımlanan gazetelere katkınız olsun.
Bu seferlik de bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
Pozantı Gazetesi’nde beni okumaya da devam edin… ( Yazar: Erdoğan Varol

