DOLAR35,9860% 0.39
EURO36,9127% -0.85
STERLIN44,4351% -0.13
FRANG39,3259% -0.11
ALTIN3.271,06% 1,33
BITCOIN96.574,84-2.532
Erdoğan VarolTÜM YAZILARI

YASALAR

Yayınlanma Tarihi :

 YASALAR

 Bilgisayarımın  başına oturduğum zaman, ne yazacağımı düşünmüyorum. Ancak tesadüfler insanı sürükleyip götürüyor ve konunun içine oturtuyor. Bugün de öyle oldu. Yönetme kavramını düşünüp, bunun insanlık aleminde nasıl oluştuğunu düşündüm.!

Biliyorsunuz parlamenter demokrasilerde “Kuvvetler ayrılığı” denilen, üç aşamalı bir yönetim şekli var. Kısaca özetlemek gerekirse, insanoğlunu yönetmek isteyenler önce bunun “Tanrısal” bir güç olduğunu söyleyerek, kendilerine toplumu yönetmek için yetki verildiğini öne sürdüler. Ve “Yönetme” gücü ortaya çıktı. Daha sonra, Tanrının kimseye böyle bir güç vermediğini düşünen insanoğlu, bu gücü zapt-ı rapt altına almak, denetlemek için yasalar çıkartmak gerektiğini düşündü. Ve “Yasama” erki meydana geldi. Bir süre sonra, “Yönetme” ve “Yasama” güçlerinde oluşan aksaklıkları önlemek amacıyla da, “Yargı” gücü ortaya çıktı. Böylece insanoğlu bir topluluğu, bir cemaati, bir devleti yönetmek amacıyla bu güçleri kullanmaya başladı.

Ancak epey sonra, bu “Üç Gücün” de bazı olaylar için yeterli olmadığı anlaşıldı. Ve bu üç gücü basın aracılığıyla kontrol etmek için, “4. güç basın’ı devreye aldılar. Yani ilk üç güçte meydana gelen aksaklıkları basın aracılığıyla duyurarak, açıklayarak, kontrol etme yönüne gittiler. Ve ilk üç gücün eski dille murakabesi, yani denetlenmesi “basın” aracılığıyla kontrol edilmeye başlandı.

Tabii bu arada dış güçler de boş durmadı. Böylece, casusluk faaliyetleri başladı. Yani, ülkeyi ve insanları yanlış yollara sokmak amacıyla, adına “5. güç” denilen “Casusluk” faaliyetleri yapılmaya başlandı. Kısacası, bir toplumum yönetimi için bu güçler, sürekli birbiriyle çekişir  hale geldi ve  “Demokratik Parlamenter Sistem” oluştu. Ve  bir yönetim şeklide  böylece  ortaya çıkmış oldu.

*****

Değerli okurlarım. Bir ülkenin yönetimi için demokrasi yoksa, başka sistemler meydana gelir. Örneğin, demokrasinin beşiği sayılan İngiltere, “Krallık” ile yönetilir. Yine demokrasi ile yönetildiğini bildiğiniz “USA/ABD” ise, başkanlık sistemi ile yönetilir. En gelişmiş ülkelerden biri sayılan “Kanada’nın başında  bir “genel vali” vardır ve o şekilde yönetilir.

Japonya kendisine “Güneşin Oğlu” denen “İmparator” tarafından yönetilir…

Girmek için uğraştığımız “AB ülkeleri” genel olarak demokrasi ile yönetilir.

Geçmişteki soğuk savaş sırasında ise, “Sovyetler Birliği ile, Çin” İşçi Diktatörlükleri” ile idare ediliyor idi.

Günümüzde ülkemiz, değişik bir başkanlık sistemine sahip ve “Kanun Hakkında Kararname”ler ile yönetiliyoruz.

Kısacası toplumlar hep kendi istedikleri şekilde idare ediliyorlar. Bu yönetim sisteminin devam edip etmeyeceği ise,  yine  “Seçim” denilen bir yöntemle, toplumların  kendi tercihlerine  bırakılıyor. Bunun sonucunada  “ Demokrasinin Zaferi” deniliyor.

 Bu seferlik de bu kadar.

Kalın Sağlıcakla.

Pozantı Gazetesi’nde beni okumaya devam edin.