
ÇGC Önceki Dönem Başkanı Erdoğan Varol
DÖNÜNCE
Kürkçü Dükkanı adlı makalemi “Umarım
bundan sonra ayrı kalmayız diyor ve yazımı noktalıyorum.” diye bitirmişim.
Dükkana dönünce sorumluluk da yanında
geliyor… Daha önceki yazılarımda söz etmiştim. Gazetecinin izni olmaz. Gazetecinin boş vakti olmaz. Çünkü haberin ne
zaman, ne vakit, nerede geleceği belli değildir. Gazeteci haberi bulup çıkarmak
zorundadır.
Bu bana 1968’de Ulus gazetesinde stajımı yaparken Yazı İşleri
Müdürüm –o zamanlar gazetelerde Sorumlu
müdür ya da Genel Yayın Müdürlüğü gibi
bir ünvan yoktu- Altan Öymen üstadımının öğretisidir.
İşe başladığım ilk gün istihbarat salonunda
beklerken içeri giren ve tanıştırıldıktan sonra “Bugün ne haberin var?” diye sorup, yanıt alamayınca, “Gazeteci hergün birkaç olay takip etmek ve
haber yapmak zorundadır!” diye ince bir fırca atıp, beni Ankara’nın
sokaklarına salan, benim gerçekten bu meslekte olmamı sağlayan “Abi”min öğretisidir.
Bugünlerde “Cumhuriyet” gazetesinde yeniden yazmaya başlayan Altan Öymen
üstadımın söylediklerini hep uyguladım. Yaşamım boyunca hep bu düsturun peşinde
oldum.
*****
Bütün bunların yanında gazetecinin işini
savsaklaması, geriye bırakması da olmaz.
Gazetecinin
kendini kısıtlaması, kendine “Otosansür”
uygulaması ise hiç olmaz. Çünkü bu sansürlerin en kötüsüdür.
“Otosansür” insanın kendi fikirlerinden korkmasıdır. Başına birşey gelmesin diye, “Fikir hürriyeti”nden “ifade özgürlüğü”nden vazgeçmesidir. Kısacası
kendisinden kişiliğinden vazgeçmesidir.
*****
Yazımın bu bölümünü kendi
isteğiyle Avukatlık mesleğini bırakıp inzivaya çekilen, bu sürede fikirler
üreten Mahatta Gandhi’ye bırakmık istiyorum. İnternetten aldığım bilgiye göre, Gandhi
Dünya’nın 7 hatasını şöyle tarif ediyor.
- Ahlaksız ticaret
- İlkesiz Siyaset
- Niteliksiz eğitim
- Emeksiz zenginlik
- Vicdansız haz
- İnsaniyetsiz bilim
- Gösterişe dayalı ibadet
Bu tarif edilen
tanımların epey tanıdık geldiği malum.
Ancak, bizden uzak
kalmasını istemek de hakkımız sanırım.
İlave edeyim. Siz beni bırakmadığınız sürece, benim size bırakmak gibi bir isteğim olmaz, olamaz.
Bu seferlik de bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
Pozantı Gazetesi’nde beni okumaya devam edin.