
ÇGC ESKİ BAŞKANI ERDOĞAN VAROL:
ESKİLER
Yazımın
başlığı biraz tuhaf. Ancak anlatacağım olay epey eski olduğu için, böyle bir
başlık atmaktan kendimi alamadım.
Ne
kadar eski? Tarihini söyleyince, ne kadar eski olduğunu göreceksiniz.
1988’den söz edeceğim size. O yıl Adana’da
Yeni Olay diye haftalık bir gazete çıkarıyorum. Eklediğim fotoğraftan
anlayacağınız gibi, 18 Ocak 1988 PAZARTESİ günü yayımladığımız bir gazete var
elimizde.
Başlık
dikkatinizi çekmiştir. “POLİTİKACILARA
GÜVENMİYORUZ”… Üst başlık, meramımızı tamamlamamızı sağlıyor: “Peşlerinden koştuk, Oy verdik, Seçtik,
Ama”…
Yeniden
okuyunca daha bir anlıyoruz.
*****
Gerçekten öyle… Değişen bir şeyde yok!
Bize vekil olsun diye seçtiğimiz “Mebuslar”
yani “Milletvekilleri” seçildikten
sonra semtimize bile uğramıyorlar! Haliyle biz de onlara “Güvenmiyoruz”…
Acaba
bu olayda parti farkı var mı? Açayım biraz. Diyelim ki siz “A” partisine,
ben “B” partisine oy verdim. Ben oy
verdiğim kişiye güvenmiyorum. Peki siz güveniyor musunuz? Sizin yanıtınızı
maalesef duyamıyacağım. Ancak bir akıl yürütmesi yapayım. Siz de
güvenmiyorsunuz! Eşyanın tabiatı, doğası bu… Çünkü kelimeyi yorumlarsak da,
ortaya güvensizlik çıkıyor.
“Politika”
sözcüğünü ikiye bölerseniz anlamı daha güzel ortaya çıkar. “Poli” çok demektir. “Tika”
da yüz… Yanı “Politika” “çok yüzlü”
demektir. Bu kavramın geçtiği her yerde, “Çok
yüzlülük” vardır. Çok yüzlülüğün olduğu yerde is,e “Yüzsüzlük” ortaya çıkar. Yüzsüzlük, bizi “Güvensizliğe” yönlendirir.
Biraz güç oldu ama, neden
politikacılara güvenmediğimizi anlatabildim.
Gerçi
Politika kelimesinin açılımını birçok yazar başka türlü anlatıyor. Ancak ben
Galat-ı meşhur tarafından yürüyorum.
Galat-ı meşhur, sözcük veya deyimlerin yaygın olarak, yanlış bir biçimde
kullanılması sonucu, doğrusunun yerini alması durumudur. "Herkesin doğru bildiği yanlış" denebilir.
Ben
doğru bildiğim yoldan yürüyorum. Siz de öyle yapın, kaybetmezsiniz!
Yazıma bir de “Yeni Olay” gazetesinde çalışanların fotoğrafını eklemek istiyorum. Veysel Özcan, Reha Ören, Ramazan Çiftçi gözüme çarpanlar. Öteki arkadaşlarım isimleri hafızamdan silinmiş. Bana kızmasınlar yaşlılığıma versinler.. Bu arkadaşlarıma, bana bu deneyimi yaşattıkları için şükranlarımı sunuyorum.
Bu seferlik de bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
Pozantı Gazetesi’nde beni okumaya
devam edin.