
ÇGC Eski Başkanı Erdoğan Varol'un Kaleminde
MELEK KURT
Melek
Kurt, TRT Çukurova Haber Müdürlüğündeki erkek hegemonyasını kıran ilk kadın muhabir.
Sanıyorum
1976 yılında aramıza katıldı. Adana’ya gelişi Rahmetli eşi Erhan Kurt ile
evlenmesi sonucu oldu. Şimdilerde kullanılması moda olan, kızlık soyadı ise “Güllülü” idi. O günden bu yana
arkadaşlığımız iç bozulmadı. Hatta dostluğa dönüştü. Erhan Kurt aramızdan erken
ayrıldı. Melek Kurt’un Değer ve Bener adında iki oğlu var. Değer, baba mesleği olan
Sigortacılığı sürdürüyor. Bener ise Bursa’ya yerleşti ve iş insanı oldu.
Bu
konuda söyleyeceğim son söz: Melek Kurt’un evlatları açısından çok şanslı olduğudur.
Bu şansının sürmesini Yüce Tanrı’dan dilerim...
*****
Melek
(Güllülü) Kurt’un, TRT Çukurova Haber Müdürlüğü’ne atanmasını kendine “Yedi Kocalı Hürmüz” yakıştırması yapan ve Çukurova Bölgesi’nin, ilk resmi
kameramanı olan Hasan Yüksel Hançerli şöyle anlatır:
Önceleri Çukobirliğin bazı birimlerinin de
bulunduğu Sular Yolundaki, İşhanı’ın “Üçüncü
katı TRT Çukurova Haber Müdürlüğüne
aitti. Haber Müdürü Aydın Remzi Yüregir idi. Kıdemli muhabir Abdullah Bulca, Mehmet Ulakçı, Enver Özelsancak,
Erdoğan Varol ve teleks yazımında rüzgarla yarış eden, teleks operatörleri
Ahmet Sarıgöz ve Şevket Çorum büronun diğer elemanlarıydı. Ve ben, işte bu
kadro üzerine tek kameraman olarak tayin oldum. Bu nedenle “Yedi Kocalı Hürmüz” yakıştırmasını yaptım. Tabi bir de Mersin
Haber büromuz vardı. Bu büro müdür yardımcılığı olarak görünüyor ve Adana’ya bağlı
olarak çalışıyordu. Müdür Yardımcısı Fevzi Eroğlu, muhabirler Osman Bekiroğlu, İsmet Barlas, Türker Ay,
Nadir Sucularlı, kameraman Birol Sevimli ve Teleks operatörü Tünay Hakkı Görgülü idi.
Gaziantep
bürosunda ise, Ünal Akdağ vardı.
İşte bu kadar erkek çalışanın yanına, bir
yıl sonra Erzurum’dan tayinle bir bayan geldi. Ve böylece, Melek Kurt ve böylece erkek hegemonyası sona
erdirmiş oldu.”
Arkadaşım, dostum
Melek Güllülü Kurt Adana’da yaşıyor. Torunuyla ilgileniyor...
Ailecek görüşüyoruz. Görüşmelerimizde
saat sorunu yok. O beni istediği saatte arıyor. Ben de onu istediğim saatte
arayabiliyorum. Bu düzenin bozulacağını da hiç sanmıyorum.
*****
Şimdi
de size ülkemizin ilk kadın gazetecisini kısaca anlatayım.
“İlk Türk Kadın Gazeteci 'Selma Rıza Feraceli.”
Paris Üniversitesi’nde eğitim gördü. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin tek kadın
üyesi, Hilal-i Ahmer(Kızılay) Cemiyeti Genel Sekreteri ve Yazarı. Tanzimat Döneminin
ilk Türk kadın gazeteci ve romancılardan birisi olan Selma Rıza Hanım,
Paris'teki Jön Türkler'in liderliğini yapmış Ahmed Rıza Bey'in kızkardeşidir. 5
Şubat 1872, İstanbul Vilayetinde doğdu, 5 Ekim 1931’de İstanbul’da vefat etti
1897’de
kaleme aldığı Uhuvvet romanı, kadın hakları konusuna yer
veren öncü romanlardan biri olarak değerlendirilmektedir.
1910-1912 yılları
arasında iki roman daha yazdı ancak yayımlamadı. “Hanımlara Mahsus Gazete” ve Kadınlar Dünyası gibi, yayın
organlarında yazıları yayımladı. İstanbul’da
Müslüman Osmanlı kadınları için, okullar açılması uğrunda mücadele etti. Meclis-i Mebûsan Reisi olan Ağabeyi Ahmed Rıza’nın
da ön ayak olmasıyla, Kandilli’deki Adile Sultan Sarayı’nın, Türkiye’nin ilk yatılı kız
lisesi olarak açılmasına yardımcı oldu.
Bu seferlik de bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
Pozantı Gazetesi’nde beni
okumaya devam edin.