
POZANTI’DAN KISA -KISA ( Hazırlayan Tamer Ünal)
ÇETİN ORANLI’DAN YENİ KİTAP
Adana Basın İlan Kurumunun Gazeteci kökenli Bölge Müdürü Çetin Oranlı, kitap yazmaya doymuyor. Aslen Ordu’lu olan, Konya Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümünden mezun olan ve devamında da, aynı Üniversite de gazetecilik anabilim dalında lisans yapan Çetin Oranlı, Kayseri Erciyes Üniversitesinde yaptığı doktora sonrası, Dr. Ünvanını aldı.
SOHBET
Çetin Oranlı ile, geçtiğimiz hafta mesleki konuları kapsayan,
bir sohbet yaptık. Bu sohbetimiz de, Sayın
Oranlı bize en son yazdığı “Demir Kepenkli
Ev” başlıklı 13 Anadolu hikayesinden oluşan kitabını, imzalayarak verdi.
Bu hikayelerden bir bölümünü, büyük bir zevk içerisinde okuma
fırsatı buldum. Gayet akıcı bir üslupla,
okuyucu sıkmadan bazılarının ise, gerçek yaşamdan alındığı ve günümüz yaşamına uyarlanan
bu hikayeler, bana ünlü yazarlarımızdan Ömer Seyfettin’i anımsattı. Her biri, ayrı bir anlam taşıyan bu yapıtından dolayı, Basın İlan Kurumu Bölge Müdürü Sayın Çetin Oranlı’yı, yürekten kutluyorum. Başarılarının
devamını diliyorum.
Oran’lının bu kitabını almak isteyenler ise, ÇİMKE BASIN EVİ Fevzi Çakmak Mah. Yeni Matbaacılar
Sitesi 10453 Sk. No: 25 Karatay - Konya
adresinden temin edebilirler.
GÜVERCİN UÇURANLARIN ŞAHİTLİĞİ KABUL EDİLMEZ
Reşat Enis Aygen, adı pek duyulmayan ama her bir romanı birer
şaheser niteliğindeki yapıtları ile, Türk Romancılığını en üst tepesinde
bulunan, yazarlarımızdan birisidir.
Kendisi 1944 yılında Adana da, bir Yerel Gazetenin Yazı İşleri
Müdürlüğünü beş sene yapmış. Bu süre zarfında da, o dönemlerde Adana da çok iyi tanınan bazı toprak ağlarının, fakir köylü ve çiftçilere yaptıkları zalimlikleri
ise, çok yalın ve öz Türkçe bir ifade ile, “ TOPRAK KOKUSU” adlı kitabında yazımlaştırmış.
Bu kitabın bir bölümünde ise, Osmanlı döneminde güvercin uçuranların
şahitliğinin kabul edilmediğini belirtiyor. Yazar bunun nedenini ise, güvercin uçuranların hep havaya
baktığını, yerde nelerin yetiştiğinden
habersiz olduklarını ve bundan dolayı da, doğru şahitlik yapamayacaklarını neden
olarak belirtilmiş.
DOMATES FETVA İLE YENİLDİ.
Domatesin, Amerika da yetiştirilerek dünyaya ihraç edilmesinin ayrı bir yaşanmışlığı var. Osmanlı döneminde, domatesi domuz elması olarak adlandırılması nedeni ile, halk domatese hiç sıcak bakmadı. Ve uzun bir süre de yemedi. Bu olumsuz tanıtımı gidermek ise, kadılara düştü. Osmanlı Sarayından gelen bir talimat ile, dönemin kadısı bir fetva yayınlayarak domatesin, domuz elması olmadığını ve yenilmesinde hiçbir mahsur bulunmadığı gibi, son derece da faydalı bir sebze olduğu belirtildi. O günden sonra da domates, Müslüman sofralarınında vazgeçilmezi oldu.