BIST 100
11.165,85 -0,15%
DOLAR
41,3087 0,10%
EURO
48,8703 0,21%
GRAM ALTIN
4.862,81 0,12%
FAİZ
39,71 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
55,24 -0,15%
BITCOIN
117.750,00 1,81%
GBP/TRY
56,3386 0,13%
EUR/USD
1,1817 0,03%
BRENT
67,82 -0,19%
ÇEYREK ALTIN
7.950,69 0,12%
Adana Parçalı Az Bulutlu
Adana hava durumu
25 °

RUŞEN ÇAKIR

Ekran Resmi 2024-02-19 11.02.14

ÇGC ESKİ BAŞKANI ERDOĞAN VAROL'UN KALEMİNDEN

RUŞEN ÇAKIR

Ruşen Çakır’ı gazete
okuyan bir çok kişi tanır. Ancak herhangi
bir unutkanlığa karşı, kısaca Çakır hakkında bulduklarımı
aktarayım:

“Çakır,
25 Ocak 1962 Hopa doğumlu. Laz. Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. 1981 Şubat-1982
Ağustos arasını Hasdal ve Metris askeri cezaevlerinde tutuklu olarak geçirdi.
Boğaziçi Üniversitesi’ni yarıda bıraktı. 1985 yılında Nokta Dergisi'nde
gazeteciliğe başladı. Sırasıyla Tempo, Cumhuriyet, Milliyet, CNN Türk, NTV,
Vatan ve Habertürk’te çalıştı. TESEV'de Demokrasi, Sivil Toplum ve İslam
Dünyası Programını yönetti. Açık Toplum Vakfı Danışma Kurulu’nda görev yaptı.
2020 Galatasaray Ödülü'nü aldı. 20 Ağustos 2015’te yayına başlayan
Medyascope'un kurucu yayın yönetmeni ve yazarı. Fransızca ve İngilizce bilen
Çakır, yurtiçi ve dışında çok sayıda konferansa katıldı. Marmara Üniversitesi
Fransızca Kamu Yönetimi Bölümünde "Çağdaş İslami Siyasi Düşünce ve
Türkiye",
 Buffalo New York Devlet Üniversitesi'nde "İslam,
Demokrasi ve Sivil Toplum"
 dersleri verdi. Galatasaraylılar Derneği
ve Galatasaray Kulübü üyesi olan Ruşen Çakır, yazar Müge İplikçi ile evli ve
1998 doğumlu Ali Deniz'in babası.”

Bunları neden anlattığımı da şöyle
açıklayayım. Son iki üç yazımda, dilimin döndüğü kadar yerel medya
konusunu ve gücünü
 anlatmaya çalıştım. Bu konuyu araştırırken karşıma
Ruşen Çakır çıktı. Özgeçmişi yukarıda olan bu meslektaşımızın fikirleri çok
özgün. Örneğin “Gazeteciler gladyatör değildir” diyor ve "Bir
harbi gazeteciler var. Bir de ilişki gazetecileri"
 diyerek basını
eleştiriyor. 

Ayrıca Ülkemizde
gazetecilik yapmanın zor olduğunu söylüyor. “Bu ülkenin kırmızı çizgileri
arasında gazetecilik yapmak zor. Belirli bir yerden sonra birtakım
yöneticiler, “Az yapalım. Tekne yol alsın ama çok hız almasına gerek
yok”
 diyor. İnsanlar artık ürkekler. Gazetecilik refleksleri
köreliyor. Mesela kimin gidici olduğu konuşulurken, kıstas kötü yöneticilik
veya kötü gazetecilik değil, insanların kiminle yakın ya da uzak ilişkilerde
bulundukları oluyor. Bir harbi gazeteciler bir de ilişki gazetecileri var.
Bütün gazetecileri ilişki gazeteciliğine dönüştürmeye çalışıyorlar.”

Bu arada
kendilerine “Emeğe Saygı Grubu” diyen bazı gençler de,
aşağıdaki fikirleri savunuyor. Fikirleri ve davranışları Çakır’a benzeyen
gençler, kendilerini şöyle tanımlıyorlar: “Bu ülkede özgürlüğün bir
bedeli olduğunun farkındayız. Basın Meslek İlkeleri’nin yol göstericiliğinde mesleğini
yapmak isteyen biz gazeteciler, halkın haber alma özgürlüğünün hayata
geçirilmesinde üstümüze düşenleri, bedeli ne olursa olsun yapmaya hazırız.
 Kalemleri
sansüre-otosansüre maruz kalan, düşüncelerini özgürce ifade edemeyen, işsiz
bırakılan hatta bu uğurda terörist damgası vurularak hapishaneye konulan
meslektaşlarımıza ve gazetecilik onuruna sahip çıkacağımıza söz veriyoruz. Bu
doğrultuda daha önce de dile getirdiğimiz taleplerimizi, gazetecilerin (ve
gazeteciliğin)
 sorunlarının çözümü için önerilerimizi bir kez daha
duyuruyoruz!”

Ne derseniz deyin,  yukarıdaki düşünceler bizi hem yüreklendiriyor,
hem de hareketlendiriyor. Daha doğrusu bizi kendimize getiriyor.

 Bu seferlik de bu kadar.

Kalın Sağlıcakla.

Pozantı Gazetesi’nde beni okumaya devam
edin.

 NOT: Ruşen Çakır hakkındaki bilgiler Medyaskop
adlı kendi sitesinden alınmıştır. 

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?