BIST 100
10.372,04 -0,10%
DOLAR
41,3560 0,07%
EURO
48,5860 0,02%
GRAM ALTIN
4.845,64 0,36%
FAİZ
40,66 -0,05%
GÜMÜŞ GRAM
56,14 1,62%
BITCOIN
115.990,00 -0,23%
GBP/TRY
56,1267 -0,06%
EUR/USD
1,1734 0,00%
BRENT
66,99 0,93%
ÇEYREK ALTIN
7.922,63 0,36%
Adana Açık
Adana hava durumu
33 °

“SİPTİLLİ” HAKKINDA

Ekran Resmi 2023-04-05 18.19.04

“SİPTİLLİ” HAKKINDA

Yaşıtlarım ve bizden
üç-beş yaş daha küçük olanlar Siptilliyi iyi biliriz. Alışveriş etmişliğimiz
var. Zamanımızın Siptilli’si, şimdiki Kocavezir
İş Merkezi’
nin bulunduğu alan ve çevresine yayılmış manavlar topluluğu,
yani, meyve-sebze pazarı idi. İlk tanıdığımda, yanılmıyorsam 10’a 10 ahşap
direklerle çatılmış, oluklu galvanize saç örtülü, yaklaşık 4’e 4 ebadında ve
her tarafı açık dükkanlar şeklinde idi. Her dükkanın çatıya yakın ahşap
kirişine çakılmış kırmızı levhasında, beyazla yazılmış, söz gelişi, “Manav Sabit Kabakçiçeği – No. 49”
şeklinde tek tip levha olurdu.

Manavların rastgele tahta
parçalarından çakılmış ufak tezgahları olurdu ki, buralara pahalı, turfanda
mallar yerleştirilir, diğerleri yere yayılmış hasır veya kaneviçe çuvallar
üstünde, yahut da küfelerde yer alırdı.

Siptilli pazarcılarının
ortak özelliği, hemen hepsinin malını bağıra çağıra ve çoğu kez Hüseyni, Uşak yahut Mahur
makamında tanıtmasıydı.

SEPETLE ALIŞVERİŞ

Rahmetli annem zaman zaman
sepeti koluma takar, elime de bir buçuk, iki lira vererek pazara yollardı. Koca
sepeti zor taşıyabilecek kadar doldurmama rağmen, eve döndüğümde hala
bozukluklar olurdu cebimde.

Alışverişi sepetle yapardık. Biraz daha asrisi,
yumuşatılmış saz yapraklarından örülerek yapılmış zembil idi.

Sonraları fileyi icat
ettiler. Ellili-Altmışlı yıllarda her evin birkaç filesi olurdu mutlaka. Pazar
alışverişi de otomatikman fileye döndü tabii.

Pazarcıların kullandığı
kese kağıdı, inşaat alanlarından toplanılmış çimento torbalarından yapılırdı.
Siptilli’ye yakın evlerde işi-gücü bu olan birkaç aile vardı. En güçlüleri,
çimento torbalarını yere vura vura, sözüm ona, çimento tozundan arındırır ve kat
kat kağıt bir yanından kesilip-biçilip kese kağıdı haline getirilirdi.

Sanırım 60’lı yılların
başında, Merhum Ali Sepici zamanında Siptilli dükkanları yenilendi, tezgahlar
çok daha düzgün hale getirilirken alıcıların yağmurdan ve güneşten korunmaları
da sağlandı.

“SİPTİLLİ” ADI NEREDEN GELİYOR?

İşte, bugüne dek yüzlerce
kez sorup da asla cevap alamadığım soru. İşin fenası, yıllardır bazılarının
bana gelip “Sen bilirsin; ne demek
Siptilli?”
diye sorması.

Baktım olmuyor, sözcüğü
defalarca önüme koyup orasından kestim, burasından uladım ve nihayet “Sept” sözcüğünü yakaladım.Sept,
Arapçada “Seebit”, yani (7)
sözcüğünün yöremizdeki diyalekti.

Böyle bakarsak, haftanın 7 günü açık, 7 günü işleyen Pazar
anlamına temel bulmuş oluruz. Belki de orijinali Sebitilli olarak çıkmış, zaman içinde Siptilli’ye dönüşmüştür. Bu tür dönüşümler, sesli harfi olmayan
eski yazıda pek çok sözcükte rastlanır. Osmanlıca
ile birlikte, farklı şivelerdeki Arapça’ya aşina
biri olarak naçizane
açıklamamız böyle.

Kelimenin ikinci
yarısındaki “illi” ise, yine tahmin
ederek söylüyorum, Arapça’da “bela” anlamındadır ve ilk harfi “ayn” ile
yazılır. Belki de inanılmaz gürültüsünden-patırtısından dolayı “Yedi Bela” anlamında “Sebit‘illi”, buradan “Septilli” ve nihayet “Siptilli” olmuştur.

Bizim bildiğimiz Siptilli
Cumhuriyet Dönemi eseridir. Daha önceki yeri ise, bugün Ortopedia ile Acıbadem
Hastanelerinin kapladığı alanlardı. Zira buralarda Adana’nın pamuk işleyen ilk
büyük fabrikaları yer alıyordu ve pazarcı için en mükemmel satış merkezi
sayılabilirdi.

Ben, en çok sadece
Siptilli’de bulabildiğimiz süzme camız yoğurdunu
özlüyorum. Öyle nefis bir ayranı olurdu ki; ooof, offff!..

Araştırmacı Yazar: Nurettin Çelmeoğlu

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?