BIST 100
10.372,04 -0,10%
DOLAR
41,3560 0,07%
EURO
48,5860 0,02%
GRAM ALTIN
4.845,64 0,36%
FAİZ
40,66 -0,05%
GÜMÜŞ GRAM
56,14 1,62%
BITCOIN
115.428,00 -0,71%
GBP/TRY
56,1267 -0,06%
EUR/USD
1,1734 0,00%
BRENT
66,99 0,93%
ÇEYREK ALTIN
7.922,63 0,36%
Adana Açık
Adana hava durumu
30 °

SOKAK BUZCULARI

Ekran Resmi 2023-04-10 11.24.59

SOKAK BUZCULARI

NURETTİN ÇELMEOĞLU

Keremine kurban olduğum; Adanalı kulları yayla nedir, bağ
nedir, dağda yaşam nedir öğrenip bellesinler, yazları serin yerde eğlensinler, sulu sulu meyve yesinler diye
sıcak yaratmış Adana’yı.

Eskiden de sıcaktı…

Üstelik; klima yoktu, buzdolabını
çoğumuz bilmezdik
. Gerçi AKP daha ana rahmine düşmemişken pek çok evin
buzdolabı olmuştu da, bahsettiğim 60 yıldan önceki zamanlardı. Vantilatör bile
yüksek sosyeteye mahsustu.

Bunalır mıydık?..

Bağa gitmediğimiz zamanlarda da bunaldığımızı hatırlamıyorum.
Bu kadar çok bina yoktu. Olanlar da dip
dibe değildi. Genelde 2, belki belki 3 kattan yukarı olmazdı. Her evin mutlaka
avlusu ve her avlunun da mutlaka döllesi
(Koruk asması), turuncu ve
bir iki meyve ağacı olurdu.
Şehirde,
şimdikinin ben diyeyim elli, siz deyin 100 katı daha fazla ağaç vardı.

Gecelerimiz daha şefkatliydi. Damlarda yahut avlunun bir yanında kavak
direkleri üstüne çatılmış tahtlarda, cibinlik altında rahatça uyuyabilirdik.
Şimdikiler gibi gün boyu güneşten aldığı
ısıyı gece ortama geri veren
heyula
binalar
hayal bile edilmiyordu o zamanlar…

Bir de buz
vardı; cankurtaran gibi bişeydi…

Nüfus, şimdikiyle kıyaslandığında, onbeşte bir’den daha az
olmasına karşın çok sayıda buz fabrikası olduğunu anımsarım. En büyüğü de, Belediye Kanarası kompleksindeydi. Koyu
yeşil renkli kasası kapalı, kocaman buz kamyonu her sabah ve ikindide sokak
sokak dolaşarak  buz satıcılarına mal
yetiştirirdi.

Her kalıp, tahminen söylüyorum, 1metre uzunluğunda, 10
santim eninde ve ortalama 20 santim yükseklindeydi. Ağırlığı da yaklaşık 20
kilo kadar gelirdi sanırım.

Buzcular teslim aldıkları kalıpları buzdolabı denilen izolasyonlu (tecritli)
dolaplara yerleştirirdi. Dolaplar, içi-dışı metal levha, iki metal
arasındaki  beş santim kadar boşluğu hızar talaşı doldurularak
yapılırdı ki, buzlar sıcaktan fazla etkilenmesin. Bir yanlarına da gazoz-ayran
konulurdu.

Evlerde, öğün öncesi hazırlıklardan biri de buzcuya çocuk
göndermekti. Buz satıcısı olmayan sokak
bulunmazı her ne hikmetse. Az nüfuslu ailelere 5 kuruşluk, biraz daha
kalabalıksa 10 kuruşluk buz soğuk su için yeterli olurdu.
Satıcılar, tahra dediğimiz dövme demirden yapılmış
özel satırla düzgün yüzeylerle parçalardı buzu. Ölçü, göz kararıydı. Orta yere atılan çentiklere balık ipi bağlanarak (kolay kolay kırılmayan, İngiliz İpi de
denilen ve geçmişte balıkçıların kullandığı sağlam iplik)
teslim edilirdi.
Babam hastalıktan korktuğu için bizde buz tüketimi yasaktı. Bir bardak su için
tulumbayı dakikalarca basar, yer altı serinliğinden geleni içebilirdik.

1932’den önce Adana’mızda satılan buzlar çok pahalıymış. 1932, Belediye Buz Tesislerinin hizmete
girdiği sene…
O zamana kadar mikroplu, bakterili, virüslü olup olmadığına
bakılmaksızın daha çok nehirden alınan suyu donduran fabrikalar, kilosunu 10-12 kuruştan satarken,
belediye, tertemiz su kullanarak ürettiklerini sadece 2 kuruştan satmış. Farka bakınız farka; hem kalitede, hem de
fiyatta…

Böyle olunca da eskiler rekabet edemeyip peş-peşe
kapanmışlar… Yenileri ise teee Elli’lerden sonra açılmış. Onlar da Asri Dondurma veya Eskimo adı verilen ürünlerden para kazanırken yan ürün olarak buz
sürüyorlardı piyasaya…

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?