
TEŞEKKÜRLER
Dünyanın en zor
mesleklerinden biri "hekim"lik. Dilimize giren yanlış bir uygulama
yüzünden, biz bu kutsal mesleğin adını "doktor"luk olarak söylüyoruz.
Neden kutsal olduğuna gelince? Çünkü Hekimlere canımızı teslim ediyoruz.
Çalışmayan bir
organımızı iyileştirmesi için canımızı hekimlerin, doktorların ellerine teslim
ediyoruz. Onlar da, gece -gündüz demeden hastalarının yardımına koşuyorlar. Hem
de canlarını dişlerine takarak. Bazen bu çabaları dayakla, yaralanma ile hatta
ölümle karşılık buluyor, ancak hekimlik yemini eden hekimlerimiz hastalarına
hizmet etmekten vaz geçmiyorlar.
Tahsil hayatları da
öteki mesleklere göre bayağı uzun. Tıp fakültesi 6 yıl. Uzmanlık için iki,
ihtisas için de iki yıl daha koy üstüne. Ediyor sana 10 yıl. Yani bir hekim 10
yılda yetişiyor.
Ancak biz değerini
biliyor muyuz? O bir başka konu !
*****
Geçtiğimiz günlerde, yazımı katarakt ameliyatı olacağım diye
yazamamıştım. Şimdi iki gözümden birden ameliyat oldum. İkisinin de görüşü çok
iyi. Kısacası gözlerim açıldı. Kolay- kolay kül yutmam.
Şaka şaka..
Ameliyatlarımı,
İstanbul Bayrampaşa'daki Göz Vakfı Hastanesi'nde Doktor Ali Sipahier yaptı.
Kendisi Türkiye'nin en iyi göz hekimlerinden.
Kendisine, beni
sağlığıma kavuşturduğu için çok teşekkür ediyorum. Şükranlarımı sunuyorum...
*****
Bilmiyorum Bayrampaşa'daki
Göz Vakfı Hastanesini gördünüz mü? Güzel bir bina. 8 katlı sanıyorum. Tertemiz.
Hijyen kurallarına tam olarak uyuluyor.
Ameliyata gitmek için
özel bir odaya alınıyorsun. Orada tamamen soyunuyor ve hastanenin verdiği
kıyafetleri giyiyorsun. Bu arada hangi
gözünden operasyon geçireceksen, o bileğine bir etiket takıyorlar. Etikette
adın soyadın ve doğum tarihin yazıyor. Sonunda bir görevli gelip
tekerlekli sandalye ile seni alıyor. Özel bir asansör ile ameliyathaneye
indiriliyorsun. Orada seni dosyanla birlikte başka bir görevli teslim alıyor.
Sandalye değiştiriyorsun. Ayağına özel terlikler giydiriliyor. Yani dış dünya ve mikroplarla
arana bir duvar örülüyor.
Sonunda ameliyathaneye
alınıyorsun.
Burada bir hemşire eline bir
katater takıp, kalbini izleyecekleri bir cihaza bağlıyor. Sonra da ameliyat
olacak gözünün üstü, şeffaf bir bandla kapatılıyor En sonunda Dr. Ali Sipahier
geliyor ve ameliyat başlıyor.
*****
Biraz önce söylediğim
gibi, şu anda iki sağlam göze sahibim. Bunu Dr. Ali Sipahier'e borçluyum.
Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum .
Son kontrollerim Cuma
günü yapılacak. Aynı gün kullanacağım gözlük numaram da belli olacak.
Şu an iyileşme,
nekahet dönemindeyim. İşin zor kısmı burası. Çünkü bir sürü damlası var, saat
başı ya da verilen reçeteye göre damlatmak zorundasın. Bir de gece yatarken
melhemi var. Epey zor bir süreç. Bana yarım eden bir yeğenim var.
*****
Son olarak çok şanslı
olduğumu söyleyip yazımı bitirmek istiyorum.
Ayrıca hemşireliğimi
yapan yeğenim Aytül Kalkan'a, evini açan küçük ablam Yurdanur Akbulut'a,
kızları Berrin ve Zerrin'e, oğlum Özgür ve eşim Gülnur Varol'a teşekkür
ederim.
Yazılarıma yer veren
Pozantı Gazetesini, Sahibi Tamer Ünal ve Yazıişleri Müdürü Hayriye
Eroğlu'na da şükranlarımı sunuyorum
Bugünlük de bu kadar.
Sağlıcakla kalınız.
Beni Pozantı gazetesinde okumaya devam ediniz.