DOLAR38,4615% 0.03
EURO44,0034% 0.01
STERLIN51,8053% 0.02
FRANG46,8023% -0.22
ALTIN4.112,27% -0,49
BITCOIN95.285,672.218
Hayriye EroğluTÜM YAZILARI

TİRYAKİ BASTONU

Yayınlanma Tarihi :
TİRYAKİ BASTONU

TİRYAKİ BASTONU

Herkes bilir “Tiryâki” sözcüğünün ne olduğunu. Vazgeçilmesi çok zor alışkanlık demektir. En çok rastladıklarımız sigara tiryakileridir. Öksürükten boğulacak gibi olsa da, parmakları arasında tüten sigarayı gösterip güç belâ “Hep bu zıkkımın yüzünden… Bırakacam bırakmasına ammaaa, dur bakalım ne vakit!..” der. Bu sözü ecele yakalandığı süre içinde senelerce tekrarlanır. Neyse ki, son yıllarda bilinç ve kavramlar gelişti de, pek çok tiryâki bu fena alışkanlıktan kurtulmasını bildi.

ULU ÖNDER VE SİGARA

Savaş bitmiş, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Atatürk, Celâl Bayar´ı ekonominin başına getirmiş ve “Senin işin halkı doyurmaktır” demiştir. Kalkınma hamleleri sürmekte, yokluk, yoksulluk içinde mucizeler yaratılarak demiryolları, köprüler, şeker fabrikaları yapılmakta, hatta uçak fabrikaları tasarlanmaktadır. Nitekim uçak fabrikası da yapılacak ve Avrupa’ya ihracatı bile başarıyla gerçekleştirilecektir.. Bu hummalı çalışmalar içinde sigara kâğıdı üretimi kimsenin aklına gelmez. Dolayısıyla sigara kâğıdı sıkıntısı devam etmekte, halk tütünü yine gazete kâğıdına sarmaktadır. Trabzon´daki dağıtıcı, ithalât sınırlandırıldığı için artık New York Herald gazetesi getirememekte, dolayısıyla sigara kâğıdı olarak herkes yerli gazeteleri kullanmaktadır. 

Trabzon´da bir kahvehanede, yeni sardığı sigarasından bir nefes çekip öksürmeye başlayan vatandaş, Atatürk hakkın da konuşmaya başlar! Ankara’dakileri sadece kendi keyiflerini düşünmekle suçlar ve ileri geri konuşmasına devam eder. 

Kahvede bulunanlar Milli Kahramanla ilgili hoş olmayan bu konuşmaya kızmıştır. Polise haber verirler ve adam yakalanır, tutuklanır. Tabii Adalet Bakanlığına da bilgi verilir.  Adam hakkında Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılacaktır ama, Atatürk´e bilgi vermek gerektiği düşünülür ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı koltuğunun altında bir dosya ile Gazi´nin huzuruna çıkar. Atatürk sorar: 

– Bu adam bana niçin küfretmiş. sebebi nedir? Neye kızmış? 
– Sigara kâğıdı bulamayıp, gazete kâğıdına sigara sardığı için kızmış efendim. 
– Peki, siz hiç gazete kâğıdı ile sarılmış sigara içtiniz mi? 
– Hayır efendim, hiç içmedim. 
– Ben içtim! Berbat bir şeydir. Adam haklı, derhal serbest bırakın! 


Yazdığımız masal değil, olayın tanığından dinlenilmiş gerçektir. İlginç hikâyeyi, Ulu Önder’in maiyetinde bulunmuş Emekli Albay Mithat Ilgız 1952’de anlatmış. Ilgız’ın anlattıklarını dikkatle dinleyen  Muhittin Nalbantoğlu da kaleme almış. Biz de, dikkate değer bulup değerli okurlarımızla paylaşmak istedik.

TİRYÂKİ BASTONU

Sigara ve sigara kâğıdının çok zor bulunduğu zamanlarda, tiryâkiler için özel baston yapılırmış. Ucunda izmariti kavrayacak düzenekli bastonun tutamağında da göze batmayan mekanizma kolu olurmuş. Tiryâki gözleri yeri tarayarak cadde sokak yürürken rastladığı izmaritleri bu düzenekle ve dikkat çekmeden toplar, eve geldiğinde tütünlerini kullanırmış…

Yıllar önce tanıdığım bir titryâkini sözü aklımdan çıkmaz: Parasını el alır, dumanını yel alır… Yazar: (Nurettin Çelmeoğlu)