1xbet betist supertotobet
Pozantı Gazetesi
webmaster forum

DARICI DOLAĞI

DARICI DOLAĞI
Bu haber 21 Ekim 2023 - 10:16 'de eklendi ve 333 views kez görüntülendi.

DARICI DOLAĞI

Sonbaharın gündüzleri törpüleyip kısalttığı zamanlarda başlar, kışın sonuna kadar her akşam sokak- sokak gezerdi. Sırtında beyaz çuval, elinde gemici feneriyle dolaşırken ara sıra “Tazze gavırlmış daarıııeyy!..” diye başlar, otuz saniya kadar sonra da tamamlardı: “Çıttııır-çıtır gevreeeeyk!..” Bir süre sonra da uzatıp sündürerek “Eğleeeenceee, sıcak sıccaaayk!..” vurgusu yankılanırdı.

Bizim için Mısır, Nil Nehriyle hayat bulan, firavunlarıyla meşhur ülkeydi. Şimdilerde mısır dedikleri tahılın bizde tek adı vardı; darı. “Darı kebabı”, mevsiminde, kömür üstünde pişirilen darıydı. Kaynamış mısır yoktu, “gaynamış darı” vardı. Patlamış Mısırın adı da “Kavrulmuş darı” olarak gelenek tescili görmüştü. Bağımızda sadece darı ekilir, darı derilirdi. Bizimkiler iki karık da süpürge darısı ekerdi. Üst püskülüne kadar iki darı arasındaki farkı botanik profesörleri bile çıkaramazdı; o derece benzerdi birbirine.  Sezon sonunda üst tarafı kesilip süpürgeciye verilir, yıllık süpürge gereksinimi rahatlıkla karşılanırdı. Ben bugüne dek Süpürge Darısı’na “Süpürge Mısırı” denildiğini işitmedim.

Akşam yemeği ile çocukların uyku saati arasında duyardık darıcının sesini. Haftada bir-iki bizim de canımız çeker, annemi razı ederdik. Mendil ucundaki düğümü açıp onbeş-yirmi kuruşu çıkarırken ben de tencerelerden birini kaptığım gibi fırlardım dışarı.

O yıllarda her yerde sokak lambası yoktu. Üstelik, çıkmaz sokak da çoktu. Darıcı, mutlaka gemici feneriyle dolaşırdı. Alıcı çıktığında, sırtındaki koca beyaz çuvalı indirir, ”iki bardağı beş kuruştan” dökerdi sahanımıza, tenceremize.  El yakmasa da, her zaman sıcak olurdu darısı. Dayanamadım sordum. Arasına keçe koyduğu içi-içe iki çuvalla koruduğunu söyledi. Keçeyi sordum, dizlerinden aşağıya kadar dolanmış kalınca sargıyı gösterip anlattı; “Dolak da keçe. Ayağa dolanyor ya, onun için dolak demişler. Ne köpek, ne ilan (yılan), dişini geçiremez. Karanlıkta gezyorum ya; bazı yerlerde it çetesi dakılır peşime. İlan filan çıkar. Korukmam.  İki çuval arasına dikince darıyı da sıcak dutar beyle (böyle).”

Kardeşlerim sabırsızlıkla bekliyordu darıyı. Birkaç dakika içine “kapış-kupuş” bitirdik mis kokulu yerli çerezi. Ne GDO, ne de gen diye sözcükler henüz icat edilmemişti bizde. Sebzemiz sebze sebze, meyvemiz meyve meyve kokardı. Süt gibi süt içer, yoğurt gibi yoğurt yerdik o yıllarda…

Darı tenceresinin dibine darı ektikten sonra aklıma geldi, kardeşlerime anlattım dolağın ne olduğunu. Tabii keçede zorlandım. Nur içinde yatsın, annem dilinin döndüğü kadar anlatmaya çalıştı keçenin ne olduğunu. En çok da çobanların, gece bekçilerinin dolak sardığını, kepenek denilen çoban giysisinin de keçe olduğunu o akşam öğrendik.

Ertesi gün okul dönüşü, annemin anlattıklarından aklıma geldi, yolumun üstündeki semerciye uğradım. Yüzümü kızartıp “Emmi vallaha billaha yarın sabah geri getirecem” diyerek bir parça keçe istedim. Gönlü-gözü tokmuş; koca bir parça kesip “Al yiğenim, senin osun” dedi. O akşam evimizdeki tek konu keçeydi. Hafta sonu, keçenin nasıl yapıldığını da babamdan öğrendik. O yıllar, o yıllardaki insanlar, ürünler, alışkanlıklar güzelmiş bee!..

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER