
ECELİN EŞİĞİNDEN YAŞAMA DÖNÜŞ
Yaşamın vazgeçilmezi hayaldir. İnsanoğlu, hayalleri uğruna bir ömrü tüketir. Sonunda da, üç metrelik kefeni nasip olursa giyer. Sonra da, yaşamı ile ilgili olarak da, hesap vermeye gider. Geçirdiğimiz deprem hepimiz için, hayal ve yaşam hesaplarımızı kapsayan bir döngü oldu.
Bu gerçeği yaşayanlardan biriyim. Önce rüya sandığım, sonrasında ise gerçek olduğunu anladığım bu hareketlilik, beni deprem gerçeği ile karşı -karşıya bıraktı. Binadaki kirişlerden birinin altına, eşimle beraber sığındık. Ne kadar sallandık bilemiyorum. Dua ediyorduk. Bu arada da tüm yaşamım, o kadar kısa süre içerisinde gözümden akıp gitti. Binadaki hareketlilik, başladığı gibi birden -bire durdu.
Bittiğini zannettiğimiz deprem, çok kısa bir süre içerisinde, bütün gücüyle yine saldırdı. Yaşamım yine gözümün önünden geçip gidiyordu. Deprem başladığı gibi, aniden bitti. Ve bizde eşimle birlikte ecelin eşiğinden yaşama dönüş yaptık.
Kendimizi merdivenlere attık. Aşağıdaki yaşlı bir komşumuza da, yardım ede-ede apartman dışına çıktık. Depremi yaşadığım saniyelerde düşündüğüm tek gerçek, yaşamla -ecel arasında geçen o kısacık eşik süresi sonunda tekrar hayata dönerken, yaşamımı sorgulamam oldu.
Ecel beni almadığına göre, ya görecek daha çok şeyim, ya da yapacak daha çok işim varken, tabi ki hayallerimi devam ettireceğim. Yaşamla -ecel arasındaki yaşayan biri olarak, sizlere önerim yaşamınızı olumsuzlarla, hırs ve çıkar dolu hayallerle yaşamayın. Öbür dünyaya, yaşarken yaptıklarımızdan başka hiç bir şey götürmeyeceğiz.
Şair Baki’nin dediği gibi, “BU KUBBEDE HOŞ BİR SEDA” bırakarak gidelim.
Bu vesile ile, Ulus olarak yüreğimizi yakan deprem felaketinde, hayatını kaybedenlere Yüce Allah’tan Rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyor. Ulusumuza da, geçmiş olsun diyorum.