DOLAR38,0453% 0.26
EURO42,0001% 0.61
STERLIN50,0980% 0.48
FRANG43,4010% 0.36
ALTIN3.722,72% 0,47
BITCOIN86.239,134.079
Hayriye EroğluTÜM YAZILARI

EŞEKÇİ BEZİRGAN

Yayınlanma Tarihi :
EŞEKÇİ BEZİRGAN

EŞEKÇİ BEZİRGAN

Yanlış bilmiyorsam Uşşak makamındaydı anonsu:

  • İyneleeeeee-rip-liiik-le!.. 

İğneler ve iplikler sözcüklerini kendince lirik kalıp içinde birleştirimişti. “İyneleeee”den sonraki heceler arasında uzun es verirdi. Her otuz-kırk adımda bir, tenor sesiyle tekrarladığı bu bileşik sözcüğü bekleyenlerin sayısı pek çoktu. Orta boy bir sokağı geçinceye kadar en azından üç-beş kez durdurulur, genelde pazarlıklı alışveriş yapılırdı. Alıcıları, her yaştan kadınlardı.

Ön tarafı camlı iki koca dolaptan oluşmuş dükkanı eşek sırtındaydı. Yandan bakıldığında havada asılı bir camekanın kendiliğinden yürüdüğü sanılırdı. Hayvanın başı ve kuruğu kolay kolay fark edilemezdi.  O yılların Adanası’nı, bir günde olmasa bile, iki günde sokak sokak gezer, ihtiyaç sahiplerine ulaşırdı. Çağrıldığı anda, iki dudağını takibi olanaksız hızla birbirine çarptırıp son sürat giden traktör motoruna benzer ses çıkararak“Büvrrrrrrsssttt” diye komut verirdi eşeğine. Belki de eşeği çüş’ten anlamayan cinstendi ve ancak bu komutla duruyordu.

Tıpkı diğer ergenler gibi, halamın üç kızı da bir yandan kendilerine, bir yandan da bedeli karşılığı başka kızlara çeyiz hazırlamakta pek beceriliydiler. İşlerini yaparken de sorularımı cevaplar, zaman zaman tadı hala damağımda duran masallar anlatırlardı. Bu nedenle de günümün uzunca bir zamanını bize pek yakın olan evlerinde geçirirdim. Eşekçi bezirgan’ın “İğneleeeee-rip-liiik-le!” sesini duyunca aralarında konuşup ellerindeki parayı sayarak seyyar dükkanı karşıladıklarında ben de yanlarında olurdum.

Alışverişlerine defalarca tanık oldum; hiçbir zaman sordukları ürün için “Yok” cevabını almadılar. Makarada, çilede, yumakta; her rengin sayısız tonundaki ipliklerden tutun, her marka için makine iğneleri, toplu iğneler, kordonetler, biyelikler, rengarenk, biçim biçim düğmeler, dikiş yüzükleri, nakış mekikleri, el lastikleri, tokalar, taraklar, tığlar, kasnaklar, yağlıklar, tülbentler ve daha aklınıza gelebilecek neler de neler bulunurdu o iki dolapta.

Pazarlıktan alınmaz, sabır ve soğukkanlılıkla ya “Hadi ossuunnn, seni mi kıracık!”diyerek karşı teklifi kabul eder, ya da;

  • Kurtatmaz (Kurtarmaz),
  • Sermiyesi deel (Sermayesi değil),
  • Heç para verme al, canın sovusun (sağ olsun),
  • Keşke kurtatsa!..

gibi ifadelerle red ederdi.

Eşeği gerçekten simsiyah ve parlak tüylüydü. Hemcinslerine göre çok daha iri sayılırdı. “Dur”komutunu aldığı anda zınk diye durur, fakat biraz ileride karpuz kabuğu gibi akıl çelen atık fark ederse, birkaç adım daha ilerlemekten çekinmezdi. İki-üç kez, başka eşeklerin anırmasına cevap olarak anırdığına tanık oldum; sesi çok gürdü. En çok, alışveriş süresince sabırla beklemesine hayret etmişimdir. Çünkü bezirgan alışverişi öyle kolay kolay bitmezdi. Durduğu her yerde birkaç kadın başına birikir, sattığı ürünleri inceler, fiyat sorar ve onu bırakıp bir başka ürüne yönelirdi. Eşekçi bezirgan da en az eşeği kadar sabırlıydı ki, kutu açıp kutu kapamaktan, etrafındakilere laf yetiştirmekten bıkmaz, usanmazdı.

Duraklamanın yazılı olmayan süresi dolarken cüzdanlardan, çıkınlardan, mendillerden çıkan çoğu madeni paralar peş peşe avucuna sayılarak yolcu edilirdi Eşekçi Bezirgan. Birkaç adım attıktan sonra yine tenor sesiyle bağırırdı:

  • İğneleeeee-rip-liiik-le!..