1xbet betist supertotobet
Pozantı Gazetesi
webmaster forum

MUTFAK ATIKLARI YUMURTA OLURDU

MUTFAK ATIKLARI YUMURTA OLURDU
Bu haber 04 Eylül 2023 - 8:39 'de eklendi ve 311 views kez görüntülendi.

MUTFAK ATIKLARI YUMURTA OLURDU

Çocukluk yıllarımda dışarıdan yumurta aldığımızı hatırlamam.  Akağaç yontusu incecik ve düzgün şeritlerle örülmüş, kavsara dediğimiz küçük, dört ayrıtlı sepetimizde her zaman yumurta olurdu. Birçok evde olduğu gibi bizde de mutfak atıkları ziyan edilmez, yumurtaya dönüştürülürdü. Atıklarla yapılan yumurtanın tarifsiz lezzet ve kokusuna duyduğum özlem hala güçlüdür.

Sebze ve meyvelerinki kadar, sofra atıkları da aynı amaçla kullanılabilen hammadde sayılırdı. Patlıcanın, hıyarın, banadura’nın (domates), patatesin, meyvelerin kabuğu, koçanı, oyulmuş patlıcan ve kabağın içi ile tabak-tencere artıkları, kırıntılar özenle toplanır, avlunun bir köşesindeki kümese götürülürdü. Bizim, boğazı ve gövdesi kızıl ağırlıklı, boğazın alt tarafı sarı bordürlü yeşil, kanat uçları altın sarısı, kuyruğu her renk pırıl pırıl irice horozumuz kümese yapılan her yemek servisine ilk gelen olurdu. Kümes Beyi döküleni gagalamadıkça tavuklar yanaşmazdı. O yıllarda tavuk milleti de erkek egemen kültüre bağlıydı demek ki.

Defalarca yazmışımdır; dokuz yüz altmışlara kadar Adana’da avlusuz ev olmazdı, olamazdı. Pek çoğunda da, bazılarının pines, bazılarının pine de dedikleri kümes yer alırdı. Her kümesin de, genelde sütlü kahve ya da siyah-kırçıllı tüyleriyle göze çarpan üç beş ya da daha fazla tavuğuna kol-kanat geren horozu olurdu. Şafak sökerken uzaklarda, çoook uzaklarda öten horozun sesi her yanda duyulurdu. Çünkü motorlu taşıt yok denecek kadar azdı, klima gürültüsü henüz arz-ı endam eylememişti. 

O yıllarda horozlardaki sıra saygısına gıpta etmişimdir. Hepsi birden değil, adeta sırayla öterdi. Biri biterken diğeri başlar, ses yakınlaştıkça da öten horoz sayısı artardı. Her biri en azından sekiz-on kez ses verirdi. Kulaklarımız o denli alışkındı ki, horozun öttüğünü fark edemezdik adeta.

İşte, tavuk dünyasının Adana Sancağındaki evdaşlarımız sayesinde, mutfak ve sofra artıklarımızdan en ala yumurtalar böyle üretilirdi. Folluğa her yumurta düşüşünde kümes ehli, sanki altın kaplama kunnamışlaR (kunnamak: yumurtlamak) gibi öyle bir yaygara koparırdı ki, sokaktan geçenler bile o an bir yumurtanın dünyaya geldiğini anlardı.

Folluklar sap kısmı olmayan kargıdan örme sepetin yatırılmasıyla elde edilirdi. Ürün kırılmasın diye de alt tarafında bir-iki tutam saman olurdu. Ne hikmettir, nasıl öğrenmişlerdir bilemem, kunnayacak hayvan  illâ da bu yarım sepete otururdu. Birden fazla tavuk yumurta yapacaksa, kendi aralarında sıraya bindirirlerdi. Yani horozların ötüşteki sıra saygısı, tavuklarda da yumurtlama zamanı görülürdü.

Yazın bağa-dağa, yaylaya giderken kümesteki dostlarımız da, ayakları çaputtan (eski bez parçası, paçavra) kesme şeritlerle bağlı vaziyette arabada yerlerini alırdı. Yani, yaz olsun, kış olsun anca beraber, kanca beraber yaşam şekli değişmezdi. Bağa çıktığımız ilk günlerde tavukların kurk oturduğuna tanık olurduk. Kurk oturmak, tavuğun, folluğa değil de güvenli bir köşeye bıraktığı on kadar yumurtanın üstüne, civciv çıkarmak için oturması demekti. Kurk tavuk tehlike hissettiğinde ev sahibine bile kafa tutardı. Civcivler kümeslerde açan çiçekler gibiydi. Yumurtadan çıkar çıkmaz toplu halde annelerinin ayaklarına yakın dolaşırlar, yemlenmeyi, su kabından su içmeyi, eşelenmeyi, kene-solucan ve diğer böceklerle beslenmeyi öğrenirler, bir-birbuçuk aylıkken de kendi başlarının çaresine bakacak kadar gelişmiş olurlardı.

Sitemizdeki çimlere musallat olan kurtla nasıl mücadele edebileceğimizi öğrenmek için yabancı sitelere girdim. En etkin çözüm tavuk beslemekmiş. Çok isterdim ama, mümkün değil, sitemizde tavuk yasağı var. Suni yumurtaya devam etmeyi sürdüreceğiz anlaşılan. Araştırmacı Yazar: Nurettin Çelmeoğlu

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER