Telefonları susmuyor. Gelenleri bitmiyor… ÇAY’A SEVGİ SELİ

Telefonları susmuyor. Gelenleri bitmiyor…

ÇAY’A SEVGİ SELİ

Pozantı Belediye Eski Başkanı Mustafa Çay’ın, yaklaşık dokuz ay süren tutukluluğunun, ilk duruşmada, şartlı tahliye ile sonuçlanmasının, sevinci ve yankıları hala, kamuoyunda konuşulmaya devam ediliyor.Çay’la, evinde ziyaretçiler önünde yaptığımız, bu röportaja zaman, zaman da, sevgi katkısı koyanlar, azımsanacak gibi değildi.

Çay, göz altına alınması, daha sonra tutuklanması ve mahkemeden tahliyesi ile sonuçlanan süreçte, kendisini Pozantı’lı’ların manevi destekleri ile, yalnız bırakmamalarının hem mutluluğunu, hem de gururunu yaşamanın geçici bir his olmayacağını, ömrünün sonuna kadar devam edeceğini belirterek, “ Pozantı ve Pozantı’lıya olan sevdam, bu ilgiyi gördükten sonra, çok daha fazla artmıştır.

VE TUTUKLULUK GÜNLERİ…

Belediye Eski Başkanı Mustafa Çay, tutuklanması ile başlayan, özgürlüğünün kısıtlanmasına, ancak, belli bir süre sonra alışabildiğini, ilk günler de hayli zorlandığını belirterek, bir kere daha tekrarlıyorum, Özgürlük, hava, su, kadar insana lazım olan, en önemli yaşam kaynaklarından birisidir.

HEM OKUDUM, HEM YAZDIM…

Çay cezaevi günlerinin, stresli ortamını üzerinden atabilmek için, kendisine yaşam desteği sağlayan, en önemli, unsurları şöyle özetledi:

O Kadar çok mektup geliyordu ki. İnanın ben bile, bu kadar sevildiğimi ve bu sevginin ne kadar gerçek olduğunu, cezaevi şartlarında, çok daha iyi öğrenmiş oldum. Minik öğrencilerin, el yazıları ile yazdığı duygu dolu mektuplar beni, adeta rüya ve hayal alemine taşıdı. Bana, bu gönül desteği aşılayanların, hepsine ayrı, ayrı, cevaplar yazdım. Yaklaşık, dokuz ay boyunca, bin TL’ye aşkın, posta masrafı ödedim. Helal olsun. Bunların hepsini muhafaza ediyorum. Kendimi çok daha iyi tahlil etme fırsatı buldum. Gerçek dostlarımın kimler olduğunu, çok daha iyi değerlendirdim. Makamda iken, dost görünen, düştükten sonra sırtını dönenleri de, ayırt etme imkanına kavuştum. Bu, benim için, çok üzüntü vermiş olsa da, önemli bir deneyim sağladı.. Bütün bunları, günlük olarak tutum. Gelecekte, bir kitap haline getirmeyi düşünüyorum” dedi.

BENİ ÇOK ÜZDÜ.

Çay kendisini en fazla üzen, olumsuzlukların başında, hain FETO- PDY örgüt mensupluğu ile, itham edilmesi olduğunu, bu konuda en ufak bir dahlinin bile bulunmadığını, kendisine istinat edilen bütün suçların ise, bir kumpas olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

15 Temmuz Hain darbe girişiminin, şekillenmeye başlaması ile, birlikte bir belediye başkanı olarak, Atatürk anıtı önünde uzun saatler boyunca, vatandaşlarımın başında, söylemlerim ile, bu hain kalkışmaya karşı, ilk hareketi başlatanım.Ancak, böyle bir kumpas sonucu, hain bir iftira ile, suçlanmam, hayatımın en acı günlerinden biri olarak, bende derin izler, bırakmıştır.Tutukluluğum süresince, hayatımı ve geçmişimi yeniden, gözden geçirdim. bir Polis olarak, görev yaptığım sürece tüm anarşist guruplara karşı verdiğim mücadelenin her anı, gözlerimin önünden geçti.Bir Türk evladı ve vatanseveri olarak, geçmişimde de, hiç bir eksiğimin olmadığını gördüm. Bana karşı düzenlenen, kumpasla ilgili olarak, ilk sorgulamamdan itibaren, devam eden gelişmelerde, bu net tavrımı her zaman devam ettirdim.

Beni en çok üzen ise, bazılarının benimle ilgili, o kadar çok asılsız iddiaları ileri sürmeleri idi. Sözde, benim yüzlerce tapum, trilyonlarca lira param varmış. Başından beri söylediğimi gibi, benim şuanda oturduğum ve arsası rahmetli babam dan kalan, tek tapusu olan, bir evim var. Halk Bankasına olan, kredi borcum ise, hala devam ediyor. Tüm bunlarda, zaten soruşturma dosyasında mevcuttur.İşte beni en çok üzende, aleyhimdeki bu söylemler oldu. Şuna inanıyorumki, Yargı, sonunda hakkım olan, kararı verecektir. Çünkü, ben göz altına alındığım ilk günden itibaren, söylediğim gibi, hem suçsuzum, hem de bir belediye başkanı olarak, Pozantı’lının yüzünü karartacak asla bir hareket içinde olmadım. Ve de olmayacağım.

TELEFONLAR SUSMUYOR. GELENLERİ BİTMİYOR.

Mustafa Çay’la, “GEÇMİŞ OLSUN” ziyaretçilerinin önünde yaptığımız, bu açık röportaja, zaman, zaman, elimizde olmayan sebeplerden dolayı, ara vermek zorunda kaldık.

Çünkü, telefonlar susmuyor, gelenlerin ise, ardı arası kesilmiyordu. Bu duygu seli karşısında, zaman, zaman, Mustafa ve Gülşen Çay çiftinin, gözlerini yaşartıyor, gelenlere de aynı atmosfer içine alıyordu.

VE SİYASET…

Çay’a, en önemli sorumuzu ise, bundan sonra, “ SİYASETTE NE YAPACAKSIN?” şeklinde oldu.

Ben, siyasete inanmış bir kişiyim. Halka hizmetin, siyaset aracılığı ile, yapılacağı başından beri ilkemdir. 28 yaşında, adaylık ile başladığım belediye başkanlığı seçimlerini, iki kez kaybettim. Yılmadım. Üçüncü deneyimim olan, 2009 yerel seçimi ve Pozantı’lıların, oyları ile hizmete başladım. 2014 yerel seçimlerinde de, yine bu göreve, devam etmeme oyları ile karar verdiler. Halkımın, bana olan ilgisi ve bekledikleri hizmetleri, yerine getirmeye devam ediyor olmam, siyasi rakiplerime, kumpastan başka bir imkan bırakmamış olmalı . Bu tavrın, beni siyasetten koparmak istemelerine bağlıyorum. Ancak, bu emellerine asla kavuşamayacaklarına olan inancım, her geçen gün, giderek daha da artıyor.

Yargı, sürecinin sonunda, suçsuzluğumun anlaşılacağına inanıyorum. Siyasetle ilgili kararımı, yargı sürecinin sonu belirleyecek. İnanıyorum ki, yine aynı inanç, aynı cesaret ve aynı kararlıkla, yoluma devam etme, umudundayım. Tabi, zaman bunu daha iyi gösterecektir” dedi.

VE TEŞEKKÜR

Pozantı Belediye Eski Başkanı Mustafa Çay’la yaptığımız, duygu yüklü sohbetin son bölümünde, kendisine ve ailesine destek olup, yalnız bırakamayanlara, teşekkür ederek şunları söyledi:

“Başta Pozantı’lılar olmak üzere, Adana ve Türkiye’nin değişik yerlerinden,adli süreç boyunca yüreklerini, sevgilerini ve inançlarını yanımdan hiç eksik etmeyen, tüm sevgileriyle desteklerini esirgemeyenlere, başta şahsım ve ailem olmak üzere, sonsuz teşekkür etmeyi bir görev biliyorum. Yanı sıra, yargıda Hala adaletli yargıçlar olduğunu da sürdürüyor ve süreç sonunda da adaletin tecelli edeceğine bütün kalbimle inanıyorum” dedi.

Haber:Tamer ÜNAL

Foto: Hayriye Eroğlu

,