
TÜRKİYE’DE ORMANLIK VE MAKİLİK ALANLAR YOK EDİLİYOR
Ormanlık alanların insan etkisi olsun veya olmasın, başka amaçlarla
arazi kullanımlarına dönüştürülmesine, ormansızlaşma deniliyor.
Türkiye’de 1937 yılı sonlarında, Orman varlığının sürekli
bir artış içerisinde olduğu söylene bilinir.
Türkiye de 1970 yılından sonra, 2-B uygulamasının yolunun açılması
ile, ormansızlaşma teşvik edilmiştir. Üstelik
2012 yılında yapılan bir başka yasal düzenleme ile de, orman dışına çıkarılan
alanlar, işgalcilerine rayiç bedelin
altında fiyatlarla satılmaya başlanmıştır. Bu satışların daha kolay yapılabilmesi
için, bankalar bir dönem 2-B kredisi adı altında kredi uygulamaları yapmışlardır.
Özetle devlet halkın ormanını, yasal olmayan bir şekilde işgal
edenlerle, bu işgale göz yuman kamu görevlerini cezalandırıp, işgal edilen
orman alanlarını yeniden ormanlaştırması gerekirken, tam tersini yapmış, orman
işgalini ve işgal edilen alanı, orman sınırlarını dışına çıkarılarak meşrulaştırıp,
işgal edenleri de ödüllenmiştir.
Bu tutum ülkemiz de, açıkça ormansızlaştırmanın teşvik edilmesidir.
Türkiye de, ormansızlaşma kadar önemli bir diğer sorun da, ormanların bozulmasıdır.
Orman bozulmasına, doğal nedenlerle çıkan orman yangınları, böcek ve mantar
hastalıkları gibi, nedenler yol açabileceği gibi, doğrudan insan müdahalesi ile
gerçekleşen orman bozulmasından da söz edilebilir.
Türkiye’de orman bozulmasına yol açan nedenler, elbette bunlarla sınırlı değildir. Örneğin, milli parkalar, tabiatı koruma alanları, tabiat parkları ve yaban hayatını geliştirme sahaları gibi çalışmalarında, orman alanlarında yürütülen iş ve işlemleri, orman bozulması açısından kaygı vericidir. Koruma ve kullanma dengesine hassasiyet gösterilmeden yaygınlaştırılan bu uygulamalar da, önemli orman bozulmalarına yol açmaktadır. ( Yazar: Kemal Önal)