
KADIN HAKLARI NASIL KORUNUR ?
Kadına şiddet, özellikle kültür seviyesi düşük toplumlarda, giderek artıyor.
Önlenmesi konusunda alınan tedbirler ise, yeterli olamıyor. Kadına şiddet konusunda alınması gereken tedbirlerin yanı sıra, bu konuyla ilgili önerilerde hayati önem taşımaktadır.
Buna göre, kadınların sığınabilecekleri evler artırılmalı ve kadınların buralara ulaşabilmeleri kolaylaştırılmalıdır. Sığınma evi görevlileri, avukat, psikolog, sosyal hizmet uzmanları gönüllü olarak da hizmet verebilmelidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve İl Müftülüklerinin, namus cinayetlerine karşı fetva çıkarmaları, kızların küçük yaşta imam nikahı ile zorla evlendirilmelerine karşı, mücadele tedbirleri artırılmalıdır.
Kırsal bölgelerde kız çocuklarının eğitime katılmaların sağlayacak, yatılı kız bölge okulları açılarak, kadın eğitimi desteklenmelidir.
Bazı ders kitaplarında yer alan ve cinsiyet ayrımcılığına yönelik, hakim anlayışı devam ettiren bölümler, evrensel insan hakları ve uygulamaları doğrultusunda, gözden geçirilerek düzeltilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri, özgün ve yaygın eğitim kurumlarında yaygın hale getirilmelidir.
Töre, namus, cinsel şiddet ve cinsel özgürlük gibi kavramlar doğru tanımlanmadığından, feodal kanaatlerin önlenmesi mümkün olmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da, kadına yönelik şiddet, olağanlaşmakta ve kadının aleyhine kullanılmaktadır.
Her türlü yazılı ve görsel anlatımlarla, bu tanımlara açıklık getirmek, kadına yönelik şiddetle mücadele de önemlidir. Doğru bilinçlenme, yanlışla mücadele de en önemli silahtır.
Kaynak: Vildan Yirmibeşoğlu’nun Toprağa düşen sevdalar töre ve namus cinayetleri kitabı)