BIST 100
10.372,04 -0,10%
DOLAR
41,3560 0,07%
EURO
48,5860 0,02%
GRAM ALTIN
4.845,64 0,36%
FAİZ
40,66 -0,05%
GÜMÜŞ GRAM
56,14 1,62%
BITCOIN
115.542,00 -0,61%
GBP/TRY
56,1267 -0,06%
EUR/USD
1,1734 0,00%
BRENT
66,99 0,93%
ÇEYREK ALTIN
7.922,63 0,36%
Adana Açık
Adana hava durumu
30 °

ÇOK DEVE OLURDU ÇOK…

Ekran Resmi 2023-04-05 18.19.04

ÇOK DEVE OLURDU ÇOK…

Çocukluğumda
“Deve kervanı görmediğimiz gün olmazdı”
desem yeri var. Bir kere, her ilk bahar başında yaylalara çıkan ve son bahar
ortalarından itibaren ovaya dönen yörüklerin
insan, çadır, zahire, giyim-kuşam, kilim, tezgah, aklınıza ne gelirse her türlü
yükünü develer taşırdı. Göç katarlarında deflarca otuzu aşkın deve saydığımı
anımsarım. Yaylacılar da, gidiş-gelişi deve ile yaparlardı. Birkaç aile günü
saptayıp deveciyi çağırır ve, dinlediklerime göre yazıyorum,  akşamdan sabaha dek yol alarak, gündüzleri çeşmesi-suyu olan ağaçlık bir
yerde dinlenerek
iki günde yaylaya ulaşırlarmış.

Bizim
zamanımızda televizyon yoktu… Bilgisayar henüz teknolojinin ana rahmine
düşmemişti bile… Radyo yeni yeni tanınıyordu. Tahtadan, telden yapılma çok basit oyuncaklarımız dışındaki tek
lüksümüz, eğlencemiz sokaklardı.
Hastalar ve aşırı disiplin uygulanan
evdekiler hariç,  Adana’nın bütün
çocukları kahvaltıdan hemen sonra sokağa çıkardı. Çelik-çomak, ebeleme, çizgi,
tapa (metal gazoz kapağı), kulüp (karton kutulu sigaraların ön yüzü), kafayla
gol, ip atlama ve şu anda aklıma gelmeyen nice
oyunlar sokakta kurulur, sokakta oynanırdı.
Okul zamanında bile öğlenciler
öğleye kadar, sabahçılar da ilk akşama kadar sokaktaydı. Kışta da, yağışın
kesilmesinden en çok beş dakika sonra her avludan birer, üçer çocuk dışarı
fırlar, hava ne kadar izin verirse o kadar süreyi dışarıda geçirirdi.

Çift kale futbol da sahalarda değil,
sokağımızda oynanırdı
.
Motorlu araç pek nadir geçerdi.  At veya
eşek arabaları için azıcık beklenir, ardından oyuna devam edilirdi. Futbolda en büyük ara deveciler geçerken
verilirdi.
Kervan görüldüğü andan itibaren sokağın bütün çocukları oyunu
unutup kurulmuş gibi hep bir ağızdan sanırım hüseyni makamında bağırırdı:

   “De-ve
deeee-veee… Yü-küüü biiiizeee… Boku siii-zeeee…”

Bana sokak
yasaktı… Babam, küfür öğrenmemden, kavga etmemden, koşup terleyerek hasta olmamdan
korkardı. Cıvıl cıvıl sesleri duydukça içim giderdi ama ortaokula kadar yasağı
delemedim. Sokak yaşamını pencereden gördüğüm kadar biliyordum.

Rahmetli
annem evi dip-bucak temizlerken beni pencereye, minder üstüne, “Şimdi askerler geçecek, develer geçecek” diyerek
oturturdu. “Pencereye” derken, gerçekten
pencereye otururdum
. Evimizin duvar kalınlığı 50 santimden biraz daha
fazlaydı ve cam-çerçeve dış yüzeyde olduğu için bağdaş kurup oturabileceğim kocaman yere sahiptim.

Kuşkusuz, en
fazla yarım saat sonra develerin orasına, burasına elde örülmüş rengarenk kuşak
ve kordonetlerle bağlanmış çan seslerini
duyunca
dikkat kesilirdim. Katarın rehberi eşekti. Üstündeki, eşeği nereye
yönlendirirse, birerli kol sıralanmış ve birbirine kendirle bağlanmış develer
de onu takip ederdi.

Geceyi
Adana’da geçiren develerin park yeri,
belki de park yerlerinden biri, Hacıbayram
Meydanıydı.

Diyebilirim
ki 1970’li yılların ortasına dek develeri görebiliyordum. Bir gün aklıma geldi;
o zaman fark ettim; bir süredir hiç deve
görmemiştim
. Sordum, eş dost da aylardır hiç görmediklerini söylediler.

Bu her
tarafı eğri hayvan, ne hikmetse, bir anda ortadan çekilmişti.

Araştırmacı -Yazar Nurettin ÇELMEOĞLU

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?