1xbet betist supertotobet
Pozantı Gazetesi
webmaster forum

ÇÖMLEKLERİMİZ AÇILDIĞI ZAMAN

ÇÖMLEKLERİMİZ AÇILDIĞI ZAMAN
Bu haber 05 Ekim 2023 - 12:33 'de eklendi ve 314 views kez görüntülendi.

ÇÖMLEKLERİMİZ AÇILDIĞI ZAMAN

Adanalı pek çok aile gibi biz de çömlek zenginiydik. Kilerimizde farklı büyüklükte en azından oniki çömlek olurdu. İçi-dışı parlak yeşil sırlı olan bu mutfak gereçlerimiz hayli önemliydi. Küçük dört çömlekten biri domates, diğeri biber salçası, üçüncüsü de bal için ayrılmıştı. Dördüncüsünde ise eritilip kıkırdağından ayrıldıktan sonra sade yağla karıştırılmış yemeklik katı yağımız olurdu. Sade yağ, tereyağının çok hafif köz ateşinde ısıtılıp içindeki ayranı alınmışı. Canan Karatay Hoca’ya göre sağlığa en uygun yağı yiyormuşuz o vakitler. 1950’lerin ortasında, “Hayvani yağ zarar, bitkisel yağ yarar” dediler. Babam uzun süre direndiyse de bizim zorlamalarımız üzerine kuyruk-sade yağ ve Vita margarin üçlemesiyle orta yolu bulmuştuk.

Benim için değer taşıyan çömlekler, ağzına çamurdan takke geçirilmiş olanlardı. Bunlarda, kış için hazırlanmış reçellerimiz, pekmezimiz saklanırdı. Sonbaharın sonuna doğru sabrımın sonuna geldiğim için annemi zorlardım açsın diye. “Bir-iki hafta daha sabret” önerisiyle karşılaşınca da, çömlekleri sayı ve hacim itibariyle bizdekilerden büyük olan halamlara gider, “Ham incir reçeli çömleğini ne zaman açacaksın hala?” sorumu yöneltirdim. Bu soru ikiletilmez, “Halası kurban olsun, canın mı çekti babam? Şimdi açarım” müjdesiyle sevince boğulurdum. Nasıl ayrıd edilirdi anımsamıyorum ama doğru çömlek avluya getirildiği saniyeden itibaren o yıllardaki değer yargılarıma göre kutsal tören başlardı. Halam, çömlek ağzındaki kurumuş çamurdan takkeyi kenarından kenarından bıçakla kurtarıp çıkarınca işin önemli safhası halledilmiş olurdu. Çamurun altında iri incir yaprağı, onun altından da yine kocaman üzüm yaprağı olurdu. En sonuncusu ise sıkı sıkıya sarılıp bağlanmış tülbentti. Bu da çözüldükten sonra o canım reçel gül cemalini bütün şirinliğiyle ile gösterirdi. Kutsal törenin sondan bir önceki hareketi, halamın acilen çıkardığı ayna gibi parlayan bir reçeli tadına bakmam için bana verip “Gadasını aldığım, nasıl, güzel olmuş mu?” diye sormasıydı. Kaseye konmuş birkaç inciri dakikalar içinde berhava edişimle tören tamamlanırdı.

Ham inciri anlattık. Diğerlerini sayalım: zerdali, olgun incir, kuru incir, ayva, elma, mantaş kabağı reçelleri ve pekmez… Çömleklerde sadece tatlılar değil, ekşiler, tuzlular da saklanırdı.  Salamura asma yaprağımız,  turşularımız, salamura ve basıldıktan sonra yaz boyu ters çevrilerek toprak altında olgunlaştırdığımız basma peynirimiz ve kırma zeytinimiz de çömleklerdeydi. Evliliğimizin ilk yıllarında basma peyniri ben de yapıyordum. Birinde oğlum komşumuza, “Cabbar amca, babam peynir ekiyor” demişti.

Yazın ve güzün, daha çok da rutubetsiz, alev alev esen poyrazlı günlerde kurutulan kışlık sebzelerimiz ve tarhanamız tavana asılı bez torbalarda korunurdu. Domatesi, oyulmuş patlıcan ve kabağı, patlıcan içini, doğranmış fasulyeyi, bamyayı anımsıyorum. Tabii kışlık sebzelerden lahana, pırasa, ıspanak da menüde yer alırdı. Patates rahat saklanabildiği için kışın da bulunuyordu zaten. Gençler için yazayım; o yıllarda her sebze sadece mevsiminde bulunurdu. Sera malı pek bilinmezdi. Derin dondurucuyu bırakınız, buzdolabının bile sadece adı vardı. Konserveye güven olmazdı.

Kış yemeklerimiz kuru bakliyat, dolma, sarma, çorbalar, pilavlar, kelle-paça, içli köfte, sarımsaklı köfte, humus, kebap türleri ve kuru sebzelerdi. Tarhana bizde taneli olurdu. Tane dediğim, üç-dört santim çapında küre şeklindeki içli köftelerdi. Kıyması özellikle yağlı yapılırdı ki, kaşığı vurup da ikiye ayırdığınızda, kırmızımsı yağ çorba yüzeyine dağılsın. Bazıları kıyma yerine saf içyağı kullanırdı. İç yağ ısıtır soğuğa karşı koyarmış; öyle derlerdi.

Bahçemizde yeşil sırlı üç küçük çömlek var. Herkes süs olduğunu düşünüyor. Ben ise onlara bakıp kutsal çömlek açma törenlerini hayalimde yaşatıyorum; özellikle de bu mevsimde.

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER