1xbet betist supertotobet
Pozantı Gazetesi
webmaster forum

ADAK PARASI DA KOZADAN ÇIKAR

ADAK PARASI DA KOZADAN ÇIKAR
Bu haber 03 Ağustos 2023 - 8:26 'de eklendi ve 267 views kez görüntülendi.

ADAK PARASI DA KOZADAN ÇIKAR

Bizler çocukken kadınların sık sık adaklar adadığını duyardık. Endişeye yol açan olayları kazasız belasız atlatmak, hasta çocuğun iyileşmesini sağlamak, beklentisinin gerçekleştiğini görmek gibi sayısız nedenlerle Tanrı katında taahhüde girmek demekti adak.

En yaygını mum yakmaktı. Ucuzdu. Fazla önem taşımayan durumlarda tercih edilirdi. Evde yakılabildiği gibi, gerektiğinde “Filan Dede” yatırında da yakılabilirdi. O yıllarda her semtte yatırlar olduğunu anımsıyorum. daha üst derecelere sahipti. Çoban Dede, Ali dede, Bulut Dede, Hızır Aleyhisselam Ziyaretgahı, Zilli Dede… Bazıları hastalık için, bazıları belayı defetmek için isim yapmıştı. Zilli Dede ise çocuğu olmayan kadınların derman kapısıydı. Mumun bir üstü “Çörek dağıtmak” şeklinde çıkardı ağızdan. Çocuk, endişe duyduğu sınava girecek. Annesi, “Sınavını başarırsa 50 tane çörek dağıtacağım” der, sınava destek olurdu.  “Horoz kesip pilav dağıtmak” daha ele avuca gelir, dişe dokunur adaktı. Bunun üstündeki de, koyuna, mevlid okutmaya, hatta yemekli mevlide kadar giderdi.

Fakaaat, maliyetli adakların da, daha güçlü  bir üst sınıfı vardı. O da, adayan kadının, tüm giderleri kendi kazancıyla karşılamayı da yüklenmesiydi.  Büyük amcamın eşi Makbule Yengem böyle bir adakla kendini bağlamıştı. Okula gitmemiş, mesleği olmayan ev kadınıydı. O kadar parayı kendi emeğiyle nasıl kazanacaktı? Elbette kozaya giderek, yani pamuk tarlasında çalışarak…

Koza zamanı gelmişti. Tarlalarımızı, babamın hala oğlu yarıya tutmuştu. Yarıcılıkta hayli ilerlemişti ve bin dönüme yakın tarla sürüyordu. Bir sabah, bohçasını ve sepetini hazırlamış olan yengemi traktörün arkasına bindirip kozaya götürdü. İlginçtir, aynı römorkta adak parası toplamak üzere yola koyulan iki kadın daha vardı. Biri çok gençti. Sonradan öğrendim; hasta babasının iyileşmesi için gidiyormuş. Sezon bitmeden de dönmüş. Çünkü adamcağız o kadar bekleyememiş fani dünyada…

Hafta sonu naylon arabayla tarlaya gittik. Amcam da bizimleydi tabii. Tarlamız, şimdiki Barkal Durağına çok yakın, yoldan olsa olsa 50 – 60 metre içeride. İçinde sadece yaşlı dut ağacı var. Onun gölgesinde piknik yapacağız ve bu arada yengemi de göreceğiz. Oturduk, soframız hazırlandı. Amcam, uzaktaki ırgatların bulunduğu yere giderek yengemi getirdi.

Bize yaklaşırken yengeme benzetememiştim. Ayağında şalvar. Üstünde, o sıcağa rağmen uzun kollu bir giysi, başını ve yanaklarını korumak için sarılmış eşarp-şal arası bir örtü. Tanınmaz haldeydi. Üç-beş günde insan bu kadar mı esmerleşir, bu kadar mı yıpranır; inanılır gibi değildi.

Gülerek yaklaştı. Anneme, “İlk gün 60, ikinci gün 65 kilo topladım. Ama şimdi alıştım, 80 kiloyu öldürmüyorum. On güne kadar adak parasını toplarım Allah’ın izniyle” demişti. Tabii aramızda vakit geçirdiği için o günkü nafaka eksik kalmıştı, eminim.

İkindi vakti ırgat çadırlarının olduğu alana gittik. Dallar ve kargılarla çatılan karkas üstüne savan, çul-çaput, kilim, hasır gerilerek yapılmış gölgeliklerdi. Yengem, kendi gibi adak amacıyla gelmiş iki kadınla aynı çadırı paylaşıyordu. Yanlarında bulgur, pirinç, salamura peynir, çay-şeker ve yuka ekmek (Oklavayla açılarak tandır veya sac üstünde pişirilen yufka) vardı. Ağanın çocukları da öğlenleri yemek taşıyordu ırgata. Suyu toprak testiden içiyorlardı. Testi duvarlarına gelen nem sıcak nedeniyle buharlaştıkça, içindeki serinliğini koruyordu çünkü. Katlanmış yatak akşam serilip cibinlik de gerilince yazı işi özel yatak odası hazırlanmış oluyordu.

İnançlıydı yengem. Emeği karşılığı topladığı parayı son kuruşuna kadar hayır işine harcadı. Kozada çeti dikeniyle edindiği yaralar da bir ay içinde kayboldu.  Bazen ağa karısı ya da kızlarının da aynı amaçla kozaya gidip birkaç gün yahut hafta çalıştığını da işitmiştim. NURETTİN ÇELMEOĞLU

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER