BIST 100
10.372,04 -0,10%
DOLAR
41,3560 0,07%
EURO
48,5860 0,02%
GRAM ALTIN
4.845,64 0,36%
FAİZ
40,66 -0,05%
GÜMÜŞ GRAM
56,14 1,62%
BITCOIN
115.891,00 -0,31%
GBP/TRY
56,1267 -0,06%
EUR/USD
1,1734 0,00%
BRENT
66,99 0,93%
ÇEYREK ALTIN
7.922,63 0,36%
Adana Açık
Adana hava durumu
30 °

FASULYE TORBASI VE KİBRİT KUTUSU

Ekran Resmi 2023-04-05 18.19.04

FASULYE TORBASI VE KİBRİT KUTUSU

İlkokula
başladığım gün babamla gittik. Başöğretmen
Necmi Ergündüz
arkadaşıydı. Aksayarak yürür, çok iyi akardiyon çalar ve 16
milimetrelik sinema makinesi işletirdi. Bizi görür görmez yaklaştı, elimden
tutup kısa kesilmiş saçları ve şefkatli bakışlarıyla içimi ısıtan ve anında
“Keşke öğretmenim olsa” diye içimden geçirdiğim Şazimet Öğretmen’e teslim etti. 1 A sınıfına böyle girdim.

Sıra
olmayı çabuk öğrendik. Kolları uzatarak sıralar arası mesafeyi ayarlıyorduk.
Sınıfa girer girmez öğretmenimiz hangimizin kiminle ve nerede oturacağını
gösterdi. İkişer kişilik sıralardaydık. Yanıma, iki yıllık Elif oturdu. Zaten okula geç başlamış, bir de sene kaybetmiş ya,
neredeyse genç kız gibi. Öğretmenim “Elif,
bu arkadaşın sana emanet. Teneffüste de gözlerini üstünden ayırma”
diyerek
emanet etmişti. Uzun boylu kız arkadaşım bu tembihe abartılı biçimde uydu. Su
içmeye gittiğimde bile diğer çocukları iterek musluk ayarlıyordu. Karcaoğlan’ın
“İncecikten bir kar yağar/Tozar Eliiif
Elif
diye” türküsünü çok güzel
söylerdi.

İlk
gün adımızı, soyadımızı ve babamızın ne iş yaptığını söyleyerek başladık derse.
İki arkadaşımız, adını-soyadını söyledikten sonra duraklamış ve biri sessizce, diğeri hıçkırarak ağladı.
Birinin babası vefat etmiş, diğerininki ise hapse düşmüştü.

Şazimet
öğretmen her şeyden önce izin almadan konuşulmayacağını öğretti. Bir şey
söyleyeceğimiz zaman parmağımızı kaldırarak “Efendim!” diye seslenecektik. Bizi kuşak “efendim” diyerek başladı. Sanırım dördüncü sınıftan sonra “öğretmenim” de devreye girmişti. İkinci
veya üçüncü derste “Daha dün annemizin,
kollarında yaşarken/Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken/Şimdi okullu olduk,
sınıfları doldurduk/Sevinçliyi hepimiz/Yaşasın okulumuz…”
şarkısını
öğrendik. Duvar boyunca uzanan geniş kara tahtanın üstünde, tam ortada asılı büyük
boy fotoğrafı işaret ederek, “Kim bu,
bilen var mı?”
diye sorduğunda o minik hançerelerden çıktığına
inanılamayacak kadar güçlü cevap almıştı Şazimet Öğretmenimiz. Hepimiz aynı
anda

Yüksek
sesle “Atatürk!..” diye bağırıp “Aferin” almıştık Son dersimizde,
ailelerimize ödev verildi. Her kesin, bağcıklı
küçük bez torbası
olmalıydı. Akşamdan ıslatılmış 50 tane kuru fasulye,
ertesi gün ikiye ayrılarak kurutulacak ve bu torbaya doldurulacaktı. Ayrıca, bir kutu kibrit yakılır yakılmaz suya
atılıp söndürülecekti. Birkaç gün sonra fasulye ve kibrit çöplerini peş peşe
dizerek ve ulayarak şekiller yapmaya, derken harfleri yazmaya başladık.

Annem
her gün çantamı boşaltıp yeniden düzenlerken eksik olup olmadığını da kontrol
ettiği için sesli yapardı bu işi:  Alfabeee, resim defteriii, yazı defteriii,
kurşun kalemleeer, kalem açacağı (kalem tıraş sonradan girdi lügatimize),
altılı boyalı kaleeem, silgiiii, fasulyeee, kibritleeer, fişleeer… Ee!.. Açılır
kapanır su tasın?..  Burdaymış, burada…
 Fişlere de değineyim. Okula başladıktan birkaç
gün sonra bir santim genişliğindeki kağıtlar verildi. Üstünde, örneğin “ALİ BANA BAK”, yahut “SUNA BAL YE“ tarzında kısa sözcükler
olurdu. Hepimiz, fiş denilen kağıtlardaki yazıyı bir sayfa olarak defterimize geçirirdik.

Alfabemizin
kapağını küçük kız çocuğuna okumayı öğreten Atatürk vardı. Her sayfası şahane
diyebileceğim tarzda resimliydi. Yarısı tamamen büyük harflerle, diğer yarısı
ise küçük harflerle hazırlanmıştı.

Servis
bilmezdik. O yaşta, şiddetli yağış d olsa, okulumuza kendimiz gider, eve
kendimiz dönerdik. Öğretenimiz i yakın akraba bilirdik. Söylediklerini dikkatle
dinler, önerdiklerini uygulamaya özen gösterirdik. Ailelerimiz de öğretmen ve
öğretmenlik mesleğine son derece saygılıydı. Öğretmenin kararı asla
tartışılmaz, derin saygı ile karşılanırdı…

İlkokulda
tablet kullanmadık. Çünkü tablet
icat edilmeden en az elli sene evvel başlamıştık okula. O koşullarda
yüreğimizde yeşeren Atatürk Sevgisi, her yıl bizi katlayarak büyüdü.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?