
Sülün Osman ve Karınca Ezmez Şevki
Genç nesiller büyük bir olasılıkla “SÜLÜN OSMAN” adını duymamışlardır. Belli bir yaş gurubunun hatıralarında silinmez bir yeri olan Sülün Osman, 1960’lı yıllarda Anadolu’dan akın akın İstanbul’a çalışmaya gelen saf ve gariban vatandaşları ağına düşürerek akla gelmeyen bin bir yol ile onları ikna eden, İstanbul’un tarihi Galata Köprüsü’nü, yine aynı şekilde tarihi Galata ve Beyazıt Saat Kulelerini de parayla bu vatandaşlara satarak adını hafızalara kazımasını bilen bir isim oldu.
Bir başka benzetme ise “Karınca Ezmez Şevki” lakabı verilen, bazı insanlarda yine hafızalarımız da yer eden değişik bir insan yapısıdır.
Tabii ismi Şevki ve Osman olanlar bu benzetmeden alınmasınlar… Konu kendileriyle ilgili olmayıp bu genel bir benzetmedir. Özelliği ise bazı insanların yürürken yere basıp basmadıkları bile belli olmaz. Bu tür insanlar sanki karıncaya basmaktan korkan bir yapıya sahip gibi kendilerini topluma lanse etmek isterler.
Ancak bu resmin görünen yüzüdür. Asıl görünmeyen yanı ise Karınca Ezmez Şevki tipinde olan ve yürürken yere basıp basmadıkları belli olmayan bu tiplerin beyninde bin tilki dolaşır kuyrukları bile birbirine değmez! Amaçları toplumu karıştırmak, insanları birbirine düşürerek geriden seyir etmektir. İlkeleri ve tavırları olmayıp, kişisel menfaatleri her zaman için ön planda yer alır. Toplumun her kesiminde yer alan böylesi tipleri zaman zaman sütunlarımızdan isim vermeden benzetmelerle kamu oyuna yansıtacağız. Kim üstüne alınırsa da bu bizi bağlamaz ancak kamuoyu böylesi tipleri çok iyi tespit edeceğinden, bu kişiler de yazılanları kendi üstüne alarak kendilerini afişe etmiş olacaklardır.
Haber Tamer ÜNAL