“POZANTI KONUŞUYOR” BAŞLIYOR…

“POZANTI KONUŞUYOR.” BAŞLIYOR…

Değerlerimizin, her geçen gün giderek yozlaştığı, bizi birbirimize bağlayan sevgi, saygı, yardımlaşma duygularının zayıfladığı günümüzde, okuma alışkanlığı da azalırken, toplum görsel ve işitsel yayın organları ile yetiniyor, konulara yüzeysel bakıyor, bu karşılık olarak ise, olayların derinliğine inen, YAZILI BASINI, okuma alışkanlığını kaybediyor.

“ SÖZ UÇAR, GÖRÜNTÜ UNUTULUR, AMA YAZI KALIR” Bu deyim, Yazılı Basın organları için söylenmiş, en önemli tanımlamalardan biridir. Aradan yıllar geçse de, yazılan bir yazı, bırakın değerini kaybetmeyi, zamanı geldiğin de ise, kaybolmayan, unutulmayan, bir gerçek olarak karşımıza çıkar. Pozantı da, 1999 yılından beri, HAFTALIK olarak, yayın hayatını sürdürmekte olan, MİLLİ MÜCADELENİN KALESİ POZANTI GAZETESİ, sadece gazetecilik yapmakta olduğun dan dolayı da, çok güç şartlar altında da olsa, yayın çizgisini değiştirmeden, sürdürme mücadelesini vermektedir.

Basın İlan Kurumunun Resmi İlanları, biz gazeteciler için yaşam kaynağıdır. Geçmiş yıllarda bu kurum, dağıttığı çok sayıdaki değişik ilanlar ile, gazetecilik yapanların, en büyük destekçisi ve de mali kaynağı idi.  Tüm siyasilerin, her devirde ağırlıklı olarak, “ Yerel Basının Destekçisi Olacağız” şeklindeki söylemleri sadece lafta, biz gazeteciler için ise, bu gerçekleşmeyecek olan vaatleri, yazmakla kaldık. Katkı koyucu, hiç bir gelişme olmadı. Bunun en son örneğini ise, geçmiş yıllarda, Basından Sorumlu, Başbakan Yardımcılığı görevini yürüten Bülent Arınç’ın,

“ İcra İlanlarını, Kapı Arkalarına Asılmaktan Kurtararak, Resmi İlan yoluyla basın ve kamuoyuyla paylaşılacak” şeklinde belirtmesine rağmen, Arınç’ın bu konuşması da, geçmiş siyasetçilerin benzeri olan söylemler gibi, sadece lafta kalmış, biz gazeteciler ise, yine bir umut ışığı olarak gördüğümüz vaadi gazetelerimizde yazmakla kalmıştık.

Şimdi kendisi artık yok. Biz Anadolu basını, yine de büyük güçlüklere rağmen, toplumu bilinçlendirme, bilgilendirme, gerçekleri su yüzüne çıkarma konusundaki, mücadelemizi bin bir zorlukla sürdürmekteyiz.Giderek zorlaşan bu şartların, resmi ilan kaynaklarının da azalmaya devam etmesi ile, yerel basın belirsiz bir sona doğru hızla sürüklemektedir.

YAYIN ÇİZGİMİZ

Yerel bir gazetenin, en önemli görevi yayın alanındaki, sorunların çözümü konusunda, yol gösterici, yardımcı ve çözümleri konusunda da, öneri getiren tarafsız, objektif bir yayın politikası ile, toplumun yaşam kaynağı olmasıdır. Bu yayın politikası, siyasetçiler başta olmak üzere, toplumun her kesiminde, bazı kurum ve kuruluşların yanı sıra, düzenlerinin bozulacağını hissedilenleri de, rahatsız edecektir. MİLLİ MÜCADELENİN KALESİ, POZANTI GAZETESİ olarak, doğruluğuna ve gerçekliğine inanarak sürdürmekte olduğumuz, yayın politikamız dan rahatsızlık duyanları gayet iyi biliyoruz. Ciddiye almıyoruz. Nedeni ise, bu tür insanları, 19 yıldan beri sürdürmekte olduğumuz yayınlarımızla Pozantı’lının da, öğrenmeye başlamış olmalarının, manevi rahatlığı içerisindeyiz. Yetermi? Hayır. Geriye baktığımızda, kimlerin nerelere ve nasıl geldiklerini toplum çok iyi tahlil ediyor.

Siyasi güç başta olmak üzere, temsil ettikleri makamları da, kendi çıkarları uğruna kullanan, bu macera pereslerin sonu, daima hüsran olmuştur. Olmaya da devam edecektir. Çevremize baktığımızda yırttık pantol ve yemeni ile gezenlerin bugün, aile boyu lüks arabalara nasıl bindikleri ise, toplumun gözünden kaçmayan, bu sonradan görmeciliğin kara bir mizahıdır.

Tüyü bitmedik, yetimin hakkı olan vergi yerine, yasal boşluklardan yararlanarak, kendilerince kurnazlık olarak gördükleri, “ Ben çalıştım. Ben Kazandım. Kime Ne” şeklinde, vergi yüzsüzü olanların, bu davranışları, ne üzücüdür ki, hala çözümlenemeyen acı bir gerçek olarak, konumunu korumaya devam etmektedir. Böylesi tutum içinde olanlar şayet varsa, vicdanlarının hangi renkte olduğunu, herkesten çok daha iyi kendileri bilmektedirler. Dolayısıyla da gerçeklerle ve insanlarla yüzleşmekten daima kaçınırlar.

RÜZGAR VE SU

Özellikle, yerel bazda gazetecilik yapanların, en büyük sorumluluğu, toplumun menfaatlerini korumak olup, yayın çizgisini de bu periyodda sürdürmektir. Kendi şahsi çıkarları doğrultusunda gazetecilik yapanlar ise, sadece kendilerine hizmet ederler. Toplumun değerleri ve sorunları onlar için yoktur. İşte, bu düşünceler altında, yazılı kağıt çıkaranlara, gazeteci denmez. Örnek vermek gerekirse, onlar için yapılacak tanımlama ise,“ Kalemin Rüzgardan, Kağıdın Su’dan olursa, Ne Yazarsan, Derhal Yok Olur.

Gazeteci, kendi çıkarları için, makam kapısı aralamaz. Gazetesini kullanarak, bir yerlere gelme mücadelesi vermez. Kimliği ile değil, Kişiliği ve Bilgisi ile, Saygınlık Kazanarak, BİLGİ ÖNDERİ OLMALIDIR. Böylesi kazanımlar, toplumda Yazdıklarına, önerdiklerine ve getirdiği çözümlere inanılır hale getirir.

BAŞLIYOR…

Yayınlarımızı, dikkatle takip eden okurlarımız, uzunca bir süreden beri sütunlarımız da paylaşmadığımız, “POZANTI KONUŞUYOR” başlığı altındaki yayınlarımızı artık başlatıyoruz. Geçmiş yıllardaki paylaşımlarımızı da   zaman, zaman, yeniden gündeme getireceğiz. Kimlerin nerelerden, Nerelere geldiğini ve Nerelere sıçrama düşüncesinde olduklarını, siyasi beklentilerini kaleme alacağız. Bu, 2019 Yerel ve Genel seçimlerin 2018’de başlayan ayak sesleri olarak, Pozantı sokaklarında dalga, dalga, yayılacaktır. Haftaya kulis köşemizde görüşmek dileği ile, hoşça kalın

HABER:  TAMER ÜNAL