1xbet betist supertotobet
Pozantı Gazetesi
webmaster forum

POZANTI’NIN KURTULUŞU…

POZANTI’NIN KURTULUŞU…
Bu haber 24 Mayıs 2023 - 17:16 'de eklendi ve 330 views kez görüntülendi.

POZANTI’NIN KURTULUŞU MUCİZE

ZAFERLER DİZİSİNİ GÜÇLENDİRDİ

Pozantı, Fransızların Adana’ya gelişinden sadece bir hafta sonra, 27 Aralık 1918 günü işgal edildi. İşgal kuvvetlerini, Binbaşı Menil komutasındaki tabur temsil edecekti. Komutandaha önceki Fransız baskınlarında görev almış, deneyimli bir askerdi.. Birinci Dünya Savaşı’nda Suvasson ve Niyon’da büyük başarılara imza atmış, “Verdün Kahramanı” unvanını almıştı. Bir bacağını yitirmiş, tahta protez taktırmıştı. Bu nedenle de Pozantılılar “Tahtabacak Menil”, yahut “Topal Menil” diye isimlendirmişti.

Binbaşı deneyim ve sınırsız sayılabilecek imkanlardan yararlanarak, çevredeki stratejik noktalara çok acele birer karakol kurdurtmuş, lojistik ve tıbbi merkez olarak ta, Belemedik’i seçmişti. Ayrıca, Fransız İşgal Kuvvetlerinin genel uygulamasına paralel olarak, Doğu’dan görevli olarak getirilen Ermeni Lejyonerlerden (paralı asker) yararlanabiliyordu… 

Bizimkiler ise, sıktıkları fişeğin boş kovanlarını bile cephe hattından toplamak zorunda idiler. Çünkü, bu kovanlar tekrar tekrar doldurulup kullanılıyordu. Zaten tek tip’ten vazgeçtik, iki, tip, üç tip değil; çeşit çeşit silah vardı elimizde. Bir kısmı da ağızdan dolma idi.

MUCİZE ZAFERLER

Ulu Önder Mustafa Kemal Paşa 16 Mart 1920 tarihli telgrafıyla harekât plânının esaslarını ilettiğinde, öncelikle demiryolunun uygun bir noktada

uçurulmasıyla işgalcilerin lojistik olanaklarının durdurulmasını istedi. Milislerimiz Yaramış Köprüsünü uçurarak emri  yerine getirdi. Ardından, Pozantı’nın Güneyinden başlayıp Batısında, Kuzeyinde ve Kuzeydoğusunda bulunan Fransız karakollarını bir bir eline geçirdi. 8 Nisan günü de tek geçidi daracık dere kenarı olan Belemedik’i  kuşatan çetelerimiz buradaki Fransız komutana “Teslim ol!..” çağrısında bulundu. Fransızlar, Türklerin geçitten gelip baskın veremeyeceğini düşünerek olumsuz cevap verdiler. Dedik ya, mucizeler dönemiydi ve 10 nisan günü Belemedik ele geçirildi. Buradaki yüklü yiyecek, ilaç ve en önemlisi silâh-mühimmat depoları inanılmaz hazine gibiydi. Esirler arasında, Binbaşı Mesnil’in eşi hemşire Ertrige de vardı. Fakat hastanedeki görevine devam etmisteği kabul edildi ve saygı gösterildi.

SIRA POZANTI’DA

Belemedik alınması gereken son kale idi. Şimdi sıra Pozantı Garnizonuna gelmişti. Kuşatma yapıldı. Adana’daki karargâh uçakla atılan mektupta Mesnil’e, “Yakında gelip Türkleri perişan ederiz. Ümidini kesme…” diye yazmıştı Genel Komutanlık ve şöyle devam ediyordu: “Bu kez çok daha büyük bir ordu, uçaklarla ve eldeki tüm öldürücü savaş araçlarıyla hazırlanarak en kısa zamanda yanında olacaktır. İlaç, gıda maddesi, sargı bezi, tütün gibi temel ihtiyaçlarını yine uçaklarla ulaştırmayı sürdüreceğiz Yeni harekat için haber bekle…”

GELELİM BİZİMKİLERE

Savaşı artık oyuna benzetecek kadar kanıksamışlardı. 20 Mart’tan bu yana her harekât başarıyla sonuçlanmıştı. Özellikle Belemedik Zaferiyle sadece moraller değil, silah ve cephane olanakları da son derece artış göstermişti. Düşmanı, kendi silahıyla vurmaya başlamış olmaları mumut ve inançlarına tavan yaptırıyordu kuşkusuz. Bu arada, düşmanın bu yenilgiye karşı çok daha ciddi bir hazırlıkla döneceğini de elbette hesaplıyorlardı.

Belemedik’te esir alınan Hemşire Bayan Mesnil, yani Tabur Komutanı Mesnil’in eşi, söylediği gibi milliyetine bakmadan hastaneye gelen her hasta ve yaralıya olağanüstü şefkatle yaklaşıyor, iyileşmeleri için elinden geleni sonuna kadar yapıyordu. Zaten mükemmel doldurulmuş ecza deposu emrindeydi. Her rütbeden Türkler saygıda kusur etmiyor, esaretini unutturmaya çalışıyordu.

KAVAKLIHAN SAVAŞLARI

Adana tabiriyle söylemejk gerekirse, Fransız Kurmay heyeti üst üste kazanılan mucize zaferler nedeniyle dellenmişti. Pozantı kuşatması bardağı taşıran son damlaydı. Derhal güçlü bir ordu ile yola çıktılar. Fakat Kavaklıhan’da bir avuç kahramanımız tarafından zorlu bir çatışma sonucu geri çekildiler.

Bu Türkler çok oluyordu. Bu kez, çok büyük bir ordu ile ikinci kez ve kesin kararlılıkla yola çıktılar. O kadar top-tank,  o kadar asker, uçaklar, zırhlılar ve makinelilerle gelen düşman çok büyük beklentilerle çıktıkları ikinci kurtarma seferinde de ve yine Kavaklıhan’da bozguna uğrayıp  şaşkınlık ve endişe içinde döndüler.

Binbaşı Adana’daki Komutanlıkla her türlü haberleşme olanağından mahrum kalmıştı. Sadece, uçaklardan atılan mesajlarla, Adana’dan gelen haber ve verilen talimatı alabiliyor, kendisi ise düşündüklerini anlatamıyor, bilgi iletemiyordu. 24 Mayıs günü, beklediği mesaj uçaktan atıldı. Bu kez mesaj doğrudan doğruya İşgal Kumandanı Duffieux (Düfyö) imzalı bir talimattı. Özetle, “Elimizden gelen her şeyi yaptık, başaramadık. Hiçbir yardım ümit etmeyin. Yiyecek ve mermileriniz sizi bir karar almaya zorlayacak kadar azaldı ise taşınamayacak her şeyi yok ederek çıkış yapınız. Kendi başınızın çaresine bakmak zorundasınız. Çamalan-Tarsus yolu Kemalist Türklerin kontrolü altındadır; bu yolu kullanamazsınız. Batı patikalarını kullanarak Karacailyas üzerinden Mersin’e doğru hareket etmeniz daha uygun olacak. Bir huruç (yarma) harekatı ile harekete geçiniz. Aklımız-fikrimiz sizdedir.” diye yazılıydı.

Mesnil artık yapılacak başka bir şey kalmadığına inanmıştı. 26 Mayıs günü askerlerini toplayıp. Genel Komutanlık emirnamesinden bahsetti. Talimat üzerine, taşınamayacak fakat işe yarar her şeyin tahrip edileceğini bildirirken, “Fakat bir istisna ile; Türk ve Fransız yaralıların tamamı kışlaya taşınacak ve kışlaya en ufak bir zarar verilmeyecektir” dedi. Döndü, koruduğu kışla binasına doğru uzun baktı.  Ardından, Sinan Paşa’ya hitaben şu mektubu yazdı:

“Efendim,  Sonuna dek görevimi yaptım ve verilen Emire uyarak Pozantı’dan ayrılıyorum. Yaralıların bir kısmı yol koşullarına karşı dayanamayacak durumdadır. Onları burada bırakıyorum. İnsani duygularınıza güvenerek yaralı askerlerimizi tedavi ettireceğinize ve koruyacağınıza inanıyorum. Ben de aynı davranışı gösterdim.

İmza, Pozantı Garnizon Komutanı Binbaşı Mesnil”

Saat 20:00 sularında tabur harekete geçerek yola düştü. Yarma harekâtı sıkıntılı olmamıştı. Ne var ki, Karboğazı’na geldiklerinde 44 kahramanımız tarafından ve büyük kayıplar vererek esir alınmışlardı. Pozantı ise artık özgürlüğün tüm neşesine kavuşmuştu o gün. Yazar: Nurettin Çelmeoğlu

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER